Yapay zeka geliştirme sürecinde gizlilik göz ardı edilebilir mi?
Son dönemde yapay zeka alanında büyük bir atılım gerçekleştiren OpenAI, geliştirdiği devasa yapay zeka modelleriyle dikkat çekmeye devam ediyor. Ancak şirketin artan veri açlığı, kullanıcı gizliliği ve etik sorunlar konusunda ciddi endişelere yol açıyor. OpenAI, geçtiğimiz ay Kaliforniya’da henüz yürürlüğe girmemiş bir yasaya karşı çıkmıştı. Bu yasa, büyük yapay zeka modelleri geliştiren firmalar için temel güvenlik standartları getirmeyi amaçlıyordu.
Medya işbirlikleri ve veri erişimi
OpenAI, yapay zeka modellerini daha güçlü ve geniş kapsamlı hale getirebilmek için sadece internetten elde ettiği verilerle kalmıyor. Medya şirketleriyle yaptığı işbirlikleri sayesinde daha fazla içeriğe ve kullanıcı verisine erişim sağlıyor. Bu işbirlikleri, OpenAI’ın sadece yazılı veya görsel içeriklere değil, aynı zamanda kullanıcı davranışlarını izleyip analiz edebileceği yeni bir veri kaynağına erişmesine olanak tanıyor. Time, Financial Times, Le Monde gibi prestijli yayınlarla imzalanan anlaşmalar, bu medya devlerinin geniş okur kitlesinden toplanan verilerle, OpenAI’ın kullanıcı etkileşimleri, okuma alışkanlıkları, içerik tercihleri ve zamanlama gibi davranışsal verileri analiz etme kapasitesini artırıyor. Bu sayede şirket, içerik tüketim alışkanlıklarına dair derin bir anlayış geliştirip, bu verilerden faydalanarak yapay zeka modellerini daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunabilecek potansiyele ulaşıyor.
Örneğin, kullanıcıların hangi haber türlerine yöneldiği, ne kadar süreyle içerikle etkileşimde bulunduğu, makaleleri ne sıklıkla paylaştığı gibi bilgiler, OpenAI’ın ticari ürünlerinde daha ince ayarlı yapay zeka modelleri geliştirmesine olanak tanırken, aynı zamanda kullanıcıların daha fazla kişisel veri sağlayıp sağlamadıkları konusunda endişelere yol açıyor.
Webcam ve sağlık projeleri ile biyometrik veri
OpenAI, yalnızca medya işbirlikleri ile sınırlı kalmayıp, kullanıcı verilerini toplamanın farklı yollarını da araştırıyor. Bunlar arasında dikkat çeken projelerden biri, şirketin Opal adlı webcam girişimine yaptığı yatırım olarak ön plana çıkıyor. Opal’ın amacı, web kameralarına gelişmiş yapay zeka özellikleri ekleyerek kullanıcıların biyometrik verilerini daha hassas bir şekilde toplayabilmek. Yapay zeka destekli bu kameralar, yüz ifadeleri, göz hareketleri ve psikolojik durumlar gibi biyometrik verileri analiz etme potansiyeline sahip. Bu veriler, kullanıcıların ruh hallerini veya tepkilerini gerçek zamanlı olarak anlamaya yönelik önemli ipuçları sunuyor. Ancak bu tür verilerin toplanması, özellikle mahremiyet ve gizlilik konularında yeni sorunlar getiriyor.
Diğer taraftan, OpenAI’ın Thrive AI Health ile ortaklaşa yürüttüğü sağlık projesi de sağlık sektörüne yönelik yapay zeka çözümleri geliştirme amacı taşıyor. Şirket, bu proje kapsamında kullanıcıların sağlık bilgilerini toplayarak, yapay zeka aracılığıyla kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri sunmayı hedefliyor. Bu proje kapsamında kullanılan yapay zeka modelleri, bireylerin sağlık durumlarını analiz ederek yaşam tarzı değişikliklerine dair önerilerde bulunuyor. Ancak, sağlık verileri gibi son derece hassas bilgilerin toplanması ve işlenmesi, bu tür projelerin gizlilik ihlallerine açık hale gelmesine neden olabilir. Bu da kullanıcıların sağlık bilgilerinin ne kadar güvenli olduğu sorusunu gündeme getiriyor. Thrive AI Health’in “güçlü gizlilik ve güvenlik önlemleri” vaat etmesine rağmen, bu güvenlik tedbirlerinin nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.
WorldCoin ve Biyometrik Veri Tartışmaları
OpenAI CEO’su Sam Altman’ın WorldCoin adlı tartışmalı projesi ise veri toplama stratejilerinin kapsamını daha da genişleten bir başka girişim olarak öne çıkıyor. WorldCoin, biyometrik veriler kullanarak küresel bir finansal ağ ve kimlik doğrulama sistemi kurmayı hedefliyor. Bu sistemin temel amacı, kullanıcıların iris taraması yapılarak kimliklerinin doğrulanmasını sağlamak. Şirket, bugüne kadar dünya genelinde 6,5 milyondan fazla kişinin iris taramasını gerçekleştirdiğini iddia ediyor. Ancak, bu tür biyometrik veri toplama yöntemleri, ciddi gizlilik endişelerini de beraberinde getiriyor.
Özellikle Avrupa’da, WorldCoin’in biyometrik veri toplama süreçleri düzenleyiciler tarafından mercek altına alınmış durumda. Bavarya’daki yetkililer, projenin Avrupa’nın veri gizliliği düzenlemelerine uygun olup olmadığını inceliyor. Eğer bu süreç olumsuz sonuçlanırsa, WorldCoin’in Avrupa’da faaliyet göstermesinin yasaklanabileceği düşünülüyor. Bu girişim, Altman’ın liderliğindeki OpenAI’ın veri toplama stratejilerinin ne denli geniş kapsamlı ve tartışmalı olabileceğini gözler önüne seriyor.
OpenAI’ın medya işbirlikleri, webcam girişimleri, sağlık projeleri ve biyometrik veri toplama hamleleri, şirketin gelecekteki yapay zeka modellerini güçlendirme hedefiyle hareket ettiğini gösteriyor. Ancak bu süreçte veri gizliliği ve güvenliği gibi kritik konuların göz ardı edilip edilmeyeceği büyük bir soru işareti olarak kalıyor.