Pençe Harekatları ve PKK’nın Anlatı Dönüşümü: “Halk Savunma”dan Örgütsel Savunmaya

PKK’nın “Halk Savunma” Anlatısı

PKK, 1999 yılına kadar Marxist-Leninist bir ideolojik anlayışı esas alarak sözde “Ulusal kurtuluş” anlatısı olarak tanımlanabilecek bir anlayışla klasik anlamda bir devrim ve bağımsız bir devlet inşasını ön plana çıkarmıştır. Dönem içerisinde büyük siyasal hedefini belirlenen yönde şekillendiren terör örgütü, bu çerçevede kendisini “Kürt halkının devrimci öncü” olarak sunmaya çalışmıştır. Buna karşın örgüt, 1999 yılında örgüt lideri Öcalan’ın yakalanmasının ardından, 2000 yılında gerçekleştirdiği sözde “Olağanüstü 7. Kongre” ile birlikte yeni bir anlatı arayışına yönelerek, 2000 ve 2005 yılları arasında yeni anlatısını ve paradigmasını inşa etti. Bunun ardından 2005 yılında yeni anlatı ve paradigma KCK yapısı ile birlikte ilan edildi. Yeni paradigma ve anlatıya göre PKK, öncelikle klasik Marxist-Leninist yaklaşımı terk etti. Onun yerine Öcalan’ın “demokratik konfederalizm” adını verdiği yeni bir sistem ortaya atıldı. Bu sistemde, KCK, PKK tarafından üst ve büyük otorite birimi olarak tanımlandı ve Türkiye, Irak, Suriye ve İran’da KCK’ya bağlı olarak yeni örgütsel yapılanmalar kendisini gösterdi. Demokratik konfederalizm anlatısına göre bu örgütler PKK tarafından, faaliyet gösterdikleri ülkelerde yaşayan Kürt halkının temsilcisi ve koruyucu olarak konumlandırıldı. Türkiye ve Irak’ta PKK ve silahlı kanat birimleri, Suriye’de PYD ve İran’da ise PJAK bu yönde faaliyetlerini sürdürdü. 

terorist-1535533

Yeni anlatıya göre PKK, Orta Doğu’da yaşayan tüm Kürtlerin bağımsız bir devlet altında yaşamaları hedefi doğrultusunda uygulanan stratejiyi reddetmiştir. Bunun yerine, devlet kurma hedefi, devrim veya ulusal kurtuluş amaçlarının ötesine geçerek Kürtlerin yaşadıkları ülkelerin sınırları içerisinde sözde “temsil edilmesi ve korunması” esas alınmıştır. Bu durumun ise KCK’ya bağlı olan PKK, PYD ve PJAK aracılığıyla ilgili ülke sınırları içerisinde gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Bahse konu bağlamda, PKK’nın KCK paradigması ve anlatısında “savunma” arketipi ve “halk savunma” söyleminin yeni bir temel oluşturduğunu söylemek mümkündür. KCK paradigması ve anlatısı ile birlikte PKK kendisini bir “devrim gücü” olmaktan çıkararak bir sözde “savunma gücü” olarak konumlandırmış ve yeni örgütsel imajını bu şekilde inşa etmeye başlamıştır. Söz konusu durum ilerleyen yıllarda PKK’nın Suriye ve İran’daki uzantılarında da karşılık bulmuştur. Buna göre belirtilen örgütler Kürt halkını, yaşadıkları ülkelerde, “fiziksel ve kültürel olarak koruma” misyonunu atfetmişlerdir.

Bu süreçle birlikte PKK ve uzantılarının özellikle silahlı kanat yapılanmaları başta olmak üzere pek çok biriminin ismi “savunma” arketipini ve imajını yansıtacak biçimde güncellenmiştir. Örneğin, PKK’nın 1990’lı yıllarda silahlı kanat yapılanması “Kürdistan Ulusal Kurtuluş Ordusu” (Arteşa Rızgariya Gele Kurdistan-ARGK) ismini taşırken, savunma anlatısı ile birlikte bu birim “Halk Savunma Güçleri” (Hezen Parastina Gel-HPG) olarak değiştirilmiştir. Bununla birlikte PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin silahlı kanat yapılanmaları “Halk Savunma Birlikleri” (YPG-Yekineyen Parastina Gel ) ve “Kadın Savunma Birlikleri” (YPJ-Yekineyen Parastina Jin), PJAK’ın “Kadın Savunma Güçleri” (HPJ-Hezen Parastina Jin) yapılanması bu durumun somut yansımalarına örnektir. 2016 yılında başlayan süreç ise PKK’nın “savunma” anlatısında derin bir dönüşüm meydana getirmiştir.  

Pençe Harekatları, Anlatı Dönüşümü ve “Son Savaş” Miti

PKK 2015 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye’nin güneydoğusunda “devrimci halk savaşı” adını verdiği strateji ile bir ayaklanma denemesine girişti. Bu ayaklanma denemesi ile PKK, Türkiye’nin güneydoğusunun bazı bölümlerinde “şehir gerillası” modelini yansıtan bir taktikle birlikte sözde “kurtarılmış alanlar” yaratma hedefine yönelmiştir. PKK’nın bu bağlamda bölgede yaşayan sivillere ve yerel halka yönelik baskıları, tehditleri ve saldırıları örgütün “halk savunma” anlatısının çökmeye başladığı sürecin de başlangıç ve dönüm noktası olmuştur. Terör örgütünün bölge halkına saldırıları, sivil vatandaşların ölümleri ve şehirlerde yaşanan yıkımlar örgütsel anlatıda ortaya çıkan sarsıntıyı derinleştirmiştir.
2016 yılı itibariyle PKK’nın ayaklanma denemesinin Türk güvenlik güçleri tarafından tamamen bastırılması sonrasın örgüt “güvenli alan” olarak nitelendirdiği, Irak’ın kuzeyinde bulunan alanlara çekilmeye başlamıştır. Türkiye’nin, 2019 yılında söz konusu bu bölgelere yönelik olarak başlattığı Pençe harekatları ise PKK’yı varoluşsal tehdit ve savunma refleksine yönlendirmiştir. Yakın tarihte ilk defa, “ güvenli alan” olarak algıladığı Irak’ın kuzeyinde sistematik ve sürekli bir operasyon dizisi ile karşı karşıya kalan PKK’nın anlatısı da bu süreçle birlikte dönüşüme uğramıştır. Bu süreçte örgüt, “halk savunma” anlatısını geri plana iterek “örgütsel güvenlik ve örgütsel beka”  vurguları doğrultusunda örgütsel savunmayı ön plana çıkarmaya başlamıştır. Buna göre, PKK yöneticilerinin yaptıkları açıklamalarda, PKK’nın bir örgüt olarak yok edilmesinin bütün Kürt halkına yönelik bir imha anlamına geleceği yönünde söylemler ve iddialar kendisini göstermiştir. Bu çerçevede, propaganda organlarında da söz konusu temalar öne çıkarılarak “PKK-Kürt halkı” özdeşliği iddiasının daha sık kullanılmaya başlandığı görülmüştür. PKK söz konusu bu propaganda temaları ve söylemlerini “son savaş” miti çerçevesinde kullanmaktadır. Buna göre örgütün temel anlatı argümanı, “PKK’nın yok olması halinde Kürt halkı da yok olacaktır. Süreç bir ölüm-kalım sürecidir. Bu nedenle PKK bir örgüt olarak Türkiye’ye karşı savunulmalı ve korunmalıdır” şekline dönüşmüştür. 

_97803732_f2dd88c2-f213-4d08-9637-47f51a79add8

Söz konusu açıklamalarda, PKK’nın bir örgüt olarak yok edilmesinin tüm “Kürt halkının yok edilmesi” anlamına geleceğine dair söylem ve iddialar kendini göstermiştir. Örneğin PKK/HPG yöneticilerinden Murat Karayılan, Pençe Operasyonlarına atıfta bulunarak “Bu savaş bir kader savaşıdır.” şeklinde bir açıklama yaparken, diğer bir PKK yöneticisi olan Duran Kalkan, Pençe Harekâtı’nın örgütsel varlığa etkisine değinerek şunları söylemiştir:

“Burada başarılı olurlarsa Xakurkê’den Heftanîn’e kadar diğer gerilla alanlarını tamamen kontrol altına alacaklar ve gerilla üslerini ortadan kaldıracaklar. Bu anlamda amaç gerilla güçlerini tamamen ezmektir. Bu yapıldığı takdirde PKK zayıflatılmış, yenilmiş ve etkisiz hale getirilmiş olacaktır.”

Bu çerçevede PKK’nın Serxwebun, ANF ve Sterk TV gibi propaganda organlarında da bu temalar vurgulanmaya devam etmektedir.

Değerlendirme

PKK’nın örgütsel anlatısında ortaya çıkan dönüşüm bugün itibariyle kökleşme ve kalıcılaşma eğilimindedir. Bu eğilim aynı zamanda örgütün Irak’ta konuşlanmış olduğu alanlarda köklenme eğilimi ile paralellik göstermektedir. PKK bu alanlarda inşa ettiği yer altı alanları ve tüneller ile yeni bir güvenli bölge konsepti yaratmaya çalışmaktadır. Bu durum PKK’nın aynı zamanda, belirli bir alanda yalnızca kendi örgütsel varlığını korumaya yönelmiş olan bir örgüt haline gelmeye başladığını göstermektedir. Bu bağlamda örgütün yeni anlatısı da Türkiye’nin operasyonlarına karşı, yerel, konjonktürel ve taktik “direniş” mitleri, alan savunmasının önemine dair söylemler, PKK’nın örgütsel olarak savunulması ve Kürt halkının savunulması arasında özdeşlik kurma şeklinde öğeleri daha fazla içermeye başlamıştır. Bununla birlikte, Pençe Harekatlarının gerçekleştirildiği alanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgedeki varlığına yönelik olarak düzenlenen taktik-konjonktürel saldırıları da bu çerçevede değerlendirmek mümkündür. Söz konusu saldırılar, PKK’nın örgütsel savunma arayışı doğrultusunda, “yerel direniş” mitleri yaratmak ve örgütsel imhasını geciktirmek adına örgütün elinde kalan yegane araç niteliğindedir. Bu durumun, Türkiye’nin Pençe harekâtlarını sürdürdüğü sürece devam edeceğini ve yoğunlaşacağını öngörmek mümkündür.

Yazar: Dr. Çağatay Balcı

Editör : SavunmaTR Editör Birimi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.