Rusya hedeflerine ulaşmak konusunda kararlı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 14 Aralık Perşembe günü yaptığı açıklamada Kremlin’in, Moskova ile Batı arasında gerilimi tırmandıran yaklaşık iki yıldır süren çatışmaların ardından hedeflerini henüz gerçekleştirmediklerini ve bu hedeflere ulaşana dek Ukrayna’da barış olmayacağını ifade etti.
Dört saatten fazla süren yıl sonu basın toplantısında konuşan Putin, Moskova’nın “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı operasyonla ilgili bazı ayrıntılar verdi.
Ukrayna’da savaşmak için ikinci bir seferberlik dalgasına ihtiyaç duyulduğu iddialarını reddeden Putin, orada yaklaşık 617 bin Rus askerinin bulunduğunu ve bunların 244 bininin profesyonel askeri güçlerle birlikte savaşmak üzere konuşlandığını belirtti.
Putin, “Zafer bizim olacak!” sözlerini sık sık tekrarlayarak, çatışmanın ikinci kışı yaklaşırken Rusya’nın Ukrayna’daki askeri kazanımlarına dikkat çekti.
“Mütevazı bir ifadeyle, temas hattının neredeyse tamamı boyunca silahlı kuvvetlerimiz pozisyonlarını geliştiriyor, neredeyse tamamı aktif bir eylem aşamasında ve birliklerimizin konumunda da başından beri bir iyileşme var.” şeklinde konuşan Putin, Ukrayna’nın Dinyeper Nehri’nin doğu yakasında bir köprübaşı oluşturma yönündeki son girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını ve Ukrayna birliklerinin ağır kayıplar verdiğini iddia etti.
Ukrayna yönetiminin başarısız olduğunu iddia eden ve Batı’dan aldığı desteklere dikkat çekmek isteyen Putin, “Daha fazla yardım ararken Batılı sponsorlarına bir miktar başarı göstermek için kendi askerlerini feda ediyorlar. Batılı ülkelerin siyasi liderleri adına da bunun aptalca ve sorumsuzca bir davranış olduğuna inanıyorum, ancak bu onların işi.” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın Ukrayna’daki hedeflerinin (Nazilikten arındırma, silahsızlanma ve Ukrayna’nın tarafsız statüsünü sağlama) değişmediğini yineleyen Putin, “Nazilikten arınma” kavramıyla, Ukrayna’nın radikal milliyetçi ve neo-Nazi gruplardan büyük ölçüde etkilendiği yönündeki iddialara atıfta bulundu.
Putin ayrıca Ukrayna’nın tarafsız kalmasını ve NATO’ya katılmaktan kaçınmasını talep etti.
Putin’in bu toplantı vasıtasıyla sahneye çıkışı, bazı siyaset bilimciler ve politikacılar tarafından, 17 Mart seçimleri öncesinde otoritesini güçlendirmek için bir şans olarak değerlendirildi.
2000 yılında ilk göreve başladığında bugünkü perspektifinden kendisine nasıl bir uyarı verirdi sorusuna yanıt veren Putin, eğer kendisine bir uyarı şansı verilseydi, bunun “sözde ortaklara karşı saflık ve aşırı güvene” karşı bir uyarı olacağını söyledi.
Rusya hedeflerine ulaşmak konusunda kararlı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 14 Aralık Perşembe günü yaptığı açıklamada Kremlin’in, Moskova ile Batı arasında gerilimi tırmandıran yaklaşık iki yıldır süren çatışmaların ardından hedeflerini henüz gerçekleştirmediklerini ve bu hedeflere ulaşana dek Ukrayna’da barış olmayacağını ifade etti.
Dört saatten fazla süren yıl sonu basın toplantısında konuşan Putin, Moskova’nın “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı operasyonla ilgili bazı ayrıntılar verdi.
Ukrayna’da savaşmak için ikinci bir seferberlik dalgasına ihtiyaç duyulduğu iddialarını reddeden Putin, orada yaklaşık 617 bin Rus askerinin bulunduğunu ve bunların 244 bininin profesyonel askeri güçlerle birlikte savaşmak üzere konuşlandığını belirtti.
Putin, “Zafer bizim olacak!” sözlerini sık sık tekrarlayarak, çatışmanın ikinci kışı yaklaşırken Rusya’nın Ukrayna’daki askeri kazanımlarına dikkat çekti.
“Mütevazı bir ifadeyle, temas hattının neredeyse tamamı boyunca silahlı kuvvetlerimiz pozisyonlarını geliştiriyor, neredeyse tamamı aktif bir eylem aşamasında ve birliklerimizin konumunda da başından beri bir iyileşme var.” şeklinde konuşan Putin, Ukrayna’nın Dinyeper Nehri’nin doğu yakasında bir köprübaşı oluşturma yönündeki son girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını ve Ukrayna birliklerinin ağır kayıplar verdiğini iddia etti.
Ukrayna yönetiminin başarısız olduğunu iddia eden ve Batı’dan aldığı desteklere dikkat çekmek isteyen Putin, “Daha fazla yardım ararken Batılı sponsorlarına bir miktar başarı göstermek için kendi askerlerini feda ediyorlar. Batılı ülkelerin siyasi liderleri adına da bunun aptalca ve sorumsuzca bir davranış olduğuna inanıyorum, ancak bu onların işi.” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın Ukrayna’daki hedeflerinin (Nazilikten arındırma, silahsızlanma ve Ukrayna’nın tarafsız statüsünü sağlama) değişmediğini yineleyen Putin, “Nazilikten arınma” kavramıyla, Ukrayna’nın radikal milliyetçi ve neo-Nazi gruplardan büyük ölçüde etkilendiği yönündeki iddialara atıfta bulundu.
Putin ayrıca Ukrayna’nın tarafsız kalmasını ve NATO’ya katılmaktan kaçınmasını talep etti.
Putin’in bu toplantı vasıtasıyla sahneye çıkışı, bazı siyaset bilimciler ve politikacılar tarafından, 17 Mart seçimleri öncesinde otoritesini güçlendirmek için bir şans olarak değerlendirildi.
2000 yılında ilk göreve başladığında bugünkü perspektifinden kendisine nasıl bir uyarı verirdi sorusuna yanıt veren Putin, eğer kendisine bir uyarı şansı verilseydi, bunun “sözde ortaklara karşı saflık ve aşırı güvene” karşı bir uyarı olacağını söyledi.
Rusya hedeflerine ulaşmak konusunda kararlı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 14 Aralık Perşembe günü yaptığı açıklamada Kremlin’in, Moskova ile Batı arasında gerilimi tırmandıran yaklaşık iki yıldır süren çatışmaların ardından hedeflerini henüz gerçekleştirmediklerini ve bu hedeflere ulaşana dek Ukrayna’da barış olmayacağını ifade etti.
Dört saatten fazla süren yıl sonu basın toplantısında konuşan Putin, Moskova’nın “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı operasyonla ilgili bazı ayrıntılar verdi.
Ukrayna’da savaşmak için ikinci bir seferberlik dalgasına ihtiyaç duyulduğu iddialarını reddeden Putin, orada yaklaşık 617 bin Rus askerinin bulunduğunu ve bunların 244 bininin profesyonel askeri güçlerle birlikte savaşmak üzere konuşlandığını belirtti.
Putin, “Zafer bizim olacak!” sözlerini sık sık tekrarlayarak, çatışmanın ikinci kışı yaklaşırken Rusya’nın Ukrayna’daki askeri kazanımlarına dikkat çekti.
“Mütevazı bir ifadeyle, temas hattının neredeyse tamamı boyunca silahlı kuvvetlerimiz pozisyonlarını geliştiriyor, neredeyse tamamı aktif bir eylem aşamasında ve birliklerimizin konumunda da başından beri bir iyileşme var.” şeklinde konuşan Putin, Ukrayna’nın Dinyeper Nehri’nin doğu yakasında bir köprübaşı oluşturma yönündeki son girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını ve Ukrayna birliklerinin ağır kayıplar verdiğini iddia etti.
Ukrayna yönetiminin başarısız olduğunu iddia eden ve Batı’dan aldığı desteklere dikkat çekmek isteyen Putin, “Daha fazla yardım ararken Batılı sponsorlarına bir miktar başarı göstermek için kendi askerlerini feda ediyorlar. Batılı ülkelerin siyasi liderleri adına da bunun aptalca ve sorumsuzca bir davranış olduğuna inanıyorum, ancak bu onların işi.” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın Ukrayna’daki hedeflerinin (Nazilikten arındırma, silahsızlanma ve Ukrayna’nın tarafsız statüsünü sağlama) değişmediğini yineleyen Putin, “Nazilikten arınma” kavramıyla, Ukrayna’nın radikal milliyetçi ve neo-Nazi gruplardan büyük ölçüde etkilendiği yönündeki iddialara atıfta bulundu.
Putin ayrıca Ukrayna’nın tarafsız kalmasını ve NATO’ya katılmaktan kaçınmasını talep etti.
Putin’in bu toplantı vasıtasıyla sahneye çıkışı, bazı siyaset bilimciler ve politikacılar tarafından, 17 Mart seçimleri öncesinde otoritesini güçlendirmek için bir şans olarak değerlendirildi.
2000 yılında ilk göreve başladığında bugünkü perspektifinden kendisine nasıl bir uyarı verirdi sorusuna yanıt veren Putin, eğer kendisine bir uyarı şansı verilseydi, bunun “sözde ortaklara karşı saflık ve aşırı güvene” karşı bir uyarı olacağını söyledi.
Rusya hedeflerine ulaşmak konusunda kararlı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 14 Aralık Perşembe günü yaptığı açıklamada Kremlin’in, Moskova ile Batı arasında gerilimi tırmandıran yaklaşık iki yıldır süren çatışmaların ardından hedeflerini henüz gerçekleştirmediklerini ve bu hedeflere ulaşana dek Ukrayna’da barış olmayacağını ifade etti.
Dört saatten fazla süren yıl sonu basın toplantısında konuşan Putin, Moskova’nın “özel askeri operasyon” olarak adlandırdığı operasyonla ilgili bazı ayrıntılar verdi.
Ukrayna’da savaşmak için ikinci bir seferberlik dalgasına ihtiyaç duyulduğu iddialarını reddeden Putin, orada yaklaşık 617 bin Rus askerinin bulunduğunu ve bunların 244 bininin profesyonel askeri güçlerle birlikte savaşmak üzere konuşlandığını belirtti.
Putin, “Zafer bizim olacak!” sözlerini sık sık tekrarlayarak, çatışmanın ikinci kışı yaklaşırken Rusya’nın Ukrayna’daki askeri kazanımlarına dikkat çekti.
“Mütevazı bir ifadeyle, temas hattının neredeyse tamamı boyunca silahlı kuvvetlerimiz pozisyonlarını geliştiriyor, neredeyse tamamı aktif bir eylem aşamasında ve birliklerimizin konumunda da başından beri bir iyileşme var.” şeklinde konuşan Putin, Ukrayna’nın Dinyeper Nehri’nin doğu yakasında bir köprübaşı oluşturma yönündeki son girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını ve Ukrayna birliklerinin ağır kayıplar verdiğini iddia etti.
Ukrayna yönetiminin başarısız olduğunu iddia eden ve Batı’dan aldığı desteklere dikkat çekmek isteyen Putin, “Daha fazla yardım ararken Batılı sponsorlarına bir miktar başarı göstermek için kendi askerlerini feda ediyorlar. Batılı ülkelerin siyasi liderleri adına da bunun aptalca ve sorumsuzca bir davranış olduğuna inanıyorum, ancak bu onların işi.” ifadelerini kullandı.
Moskova’nın Ukrayna’daki hedeflerinin (Nazilikten arındırma, silahsızlanma ve Ukrayna’nın tarafsız statüsünü sağlama) değişmediğini yineleyen Putin, “Nazilikten arınma” kavramıyla, Ukrayna’nın radikal milliyetçi ve neo-Nazi gruplardan büyük ölçüde etkilendiği yönündeki iddialara atıfta bulundu.
Putin ayrıca Ukrayna’nın tarafsız kalmasını ve NATO’ya katılmaktan kaçınmasını talep etti.
Putin’in bu toplantı vasıtasıyla sahneye çıkışı, bazı siyaset bilimciler ve politikacılar tarafından, 17 Mart seçimleri öncesinde otoritesini güçlendirmek için bir şans olarak değerlendirildi.
2000 yılında ilk göreve başladığında bugünkü perspektifinden kendisine nasıl bir uyarı verirdi sorusuna yanıt veren Putin, eğer kendisine bir uyarı şansı verilseydi, bunun “sözde ortaklara karşı saflık ve aşırı güvene” karşı bir uyarı olacağını söyledi.