İsviçre, hafta sonu Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi için önemli bir adım attı ve 90’dan fazla ülkenin temsilcilerini ve bazı uluslararası kuruluşları bir araya getiren bir zirveye ev sahipliği yaptı.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, Pazar günü düzenlenen basın toplantısında, Rusya’nın tüm Ukrayna topraklarından çekilmesi halinde Moskova ile barış görüşmelerine hemen başlayabileceklerini belirtti.
İsviçre’deki zirvede Zelenskiy’nin barış formülünün en az tartışmalı üç noktası öne çıktı: nükleer güvenlik, küresel pazarlara gıda ulaştırılması ve kaçırılan Ukraynalı çocuklar ile mahkumların evlerine dönmesi. Bu konular zirve sonrası imzalanan bildirgede de yerini aldı.
İsviçre Konfederasyonu Başkanı Viola Amherd, İsviçre’nin ev sahipliğinde dün Bürgenstock kasabasında başlayan Ukrayna Barış Zirvesi’nin kapanışında düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Zirvede geniş kapsamlı tartışmalar yaşandığını ve kendisinin de çok sayıda görüşme yaptığını kaydeden Amherd, nükleer güvenlik, gıda güvenliği ve insani boyutlarla ilgili güven inşa edecek adımların mümkün olduğu konusunda anlaştıklarını söyledi.
“Despite our different points of view, we have managed to agree on a common vision – the #BürgenstockCommuniqué. I am confident that we will commit ourselves to this process beyond the Bürgenstock, knowing that the road ahead is long & challenging”, 🇨🇭 President Viola Amherd. pic.twitter.com/FRizYSYd5t
— Swiss Embassy Kyiv (@SwissUA) June 16, 2024
Amherd, zirve kapsamında Bürgenstock Bildirisi üzerinde uzlaşmaya vardıklarını belirtti. Bildiri kapsamında üç konu üzerinde net bir çerçeve oluşturmaları ve bunlar üzerinde daha fazla tartışma yapmaları gerektiğinin altını çizen Ahmerd, sözlerine şöyle devam etti:
“Nükleer enerji ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olmalı. Gıda güvenliği hiçbir şekilde silah haline getirilmemeli. Limanlarda ve güzergah boyunca ticari gemilere, sivil limanlara ve bunun altyapısına karşı saldırılar kabul edilemez. Ayrıca tüm savaş esirleri takas yoluyla serbest bırakılmalı. Sınır dışı edilen ve hukuka aykırı olarak yerlerinden edilen tüm Ukraynalı çocuklar ve hukuka aykırı olarak gözaltına alınan diğer tüm Ukraynalı siviller, Ukrayna’ya iade edilmeli.”
Viola Amherd, “Geriye önemli bir soru kalıyor: Rusya bu sürece nasıl ve ne zaman dahil edilebilir?” diyerek, çözümün iki tarafı da içermesi gerektiğini vurguladı. Savaşın yıkımından Rusya kesin olarak sorumlu tutulurken, aralarında Hindistan, Güney Afrika ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu ülkeler bildirgeyi imzalamadı.
Ukrayna Barış Zirvesi ne kadar etkili oldu?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden yaklaşık 28 ay sonra Luzern Gölü kıyısındaki Bürgenstock’ta düzenlenen zirve, işgalden bu yana Kiev yönetimi için gerçekleştirilen en büyük toplantı oldu.
Ancak barış görüşmelerine savaşın taraflarından biri olan Rusya’nın davet edilmemesi ve Çin gibi kilit aktörlerin uzak durması, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni bir ültimatom yayımlayarak Kiev yönetiminin teslim olmasını talep etmesi nedeniyle kayda değer bir ilerleme kaydedilemedi.
Kiev yönetimi için bu toplantının gerçekleşiyor olması bile olumlu bir gelişme olarak değerlendirilirken Kiev yönetimi adına her katılımcı bir destek jesti olarak görüldü.
Ukrayna lideri Zelenskiy, zirvenin geniş katılımlı olmasını “başarı” olarak nitelendirdi ve zirveden çıkacak anlaşmaların barış sürecinin bir parçası olacağını söyledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da toplantıyı önemli bir adım olarak nitelendirdi ve “Barış ve güvenlikle ilgili pek çok mesele tartışılacak ama en büyük meseleler değil. Plan zaten böyleydi” şeklinde konuştu.
Almanya Başbakanı Scholz: Putin'in barış önerisi ciddi değil
📍 Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya lideri Putin'in Ukrayna için sunduğu barış önerisinin ciddi olmadığını söyledi. Shcolz, önerinin İsviçre Barış Konferansı'nı baltama amacı taşıdığını belirtti.
ZDF televizyonuna… pic.twitter.com/agVbADNufv
— SavunmaTR (@SavunmaTR) June 15, 2024
Ukraynalı milletvekili Oleksandr Merezhko, “Barış için siyasi ve hukuki bir çerçeve oluşturmak önemli. Barış sadece Zelenskiy’nin ortaya koyduğu 10 maddeyle sağlanabilir. Buna Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği de dahil” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden zirveye katılmadı ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i kendisini temsil etmesi için gönderdi. Türkiye’yi temsilen ise Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan zirvedeki yerini almıştı.
Moskova’nın Talepleri ve Kiev’in Tepkisi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, zirveden bir gün önce, barış için kendi koşullarını sıralayan bir açıklama yaptı. Putin, Ukrayna birliklerinin Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporijya bölgelerinden tamamen çekilmesi ve Kiev yönetiminin NATO’ya katılmayacağına dair söz vermesi durumunda görüşmelerin yapılabileceğini belirtti. Kiev ise bu talepleri “gülünç ve saçma” olarak nitelendirerek reddetmişti.
Uzmanlar, Kiev açısından cephede olup bitenlere bakıldığında, müttefiklerinden ihtiyaç duyulan şeyin barış taahhüdü değil, savaşı kazanmaya yönelik bir taahhüt olduğunu belirtiyor. Avrupa Politika Analiz Merkezi’nden (CEPA) Profesör Sam Greene, “Bu etkinliğin yapmak istediği şeylerden biri, Ukrayna’nın kabul edilebilir bir sonuç vizyonunun arkasındaki desteği harekete geçirmek” dedi.
Ancak katılım, Ukrayna ve İsviçre’nin beklediği kadar umut verici olmadı.
Uluslararası Tepkiler ve Kritik Görüşler
ABD Başkanı Joe Biden zirveye katılmadı ve bu kararı Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i hayal kırıklığına uğrattı.
Çin, Hindistan, Brezilya gibi kilit ülkeler ya hiç katılmadı ya da düşük düzeyde temsilciler gönderdi. Rus yetkililer ise etkinliği önemsiz bulan açıklamalar yaptı ve müttefiklerini zirveyi boykota çağırdı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu etkinliği “kıymeti olmayan çıkmaz sokak” olarak nitelendirdi.
Ukraynalı milletvekili Oleksandr Merezhko, “Görünüşe göre Çin, barış sürecini değil stratejik ortağı Rusya’yı, yani barışı değil saldırganı desteklemeye karar verdi” diyerek durumu olumsuz olarak değerlendirdi.
İsviçre’deki zirve, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası çabaların ne kadar karmaşık ve zorlu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu tür toplantılar, barışın inşası için atılan küçük ama önemli adımlar olarak değerlendiriliyor.
Bürgenstock Bildirisi’ne 16 ülke imza atmadı
Barış Zirvesi’ne 90’dan fazla ülke ve kuruluş katıldı. Ortak bildiri, 80 ülke ve 4 kuruluş tarafından onaylanarak Bürgenstock Bildirisi olarak adlandırıldı.
Endonezya, Libya, Suudi Arabistan, Tayland, Hindistan, Meksika, Güney Afrika, Brezilya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında bulunduğu 16 ülke ve kuruluş, bildiriyi imzalamakta çekimser kaldı.
Bildiride, zirvenin, Ukrayna’nın Barış Formülü ve Birleşmiş Milletler (BM) Şartı da dahil uluslararası hukuka uygun diğer barış önerileri temelinde gerçekleştirilen önceki tartışmalar üzerine inşa edildiği ifade edildi.
“Özellikle, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına, Ukrayna dahil tüm devletlerin uluslararası kabul görmüş sınırları içindeki egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ilkelerine karşı tehdit veya güç kullanımından kaçınma konusundaki kararlılığımızı yeniden teyit ediyoruz.” denilen bildiride, kara suları dahil uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesinin uluslararası hukukun ilkeleri olduğu hatırlatıldı.
Nükleer enerjinin ve nükleer tesislerin her türlü kullanımı güvenli, emniyetli, korunaklı ve çevreye duyarlı olması gerektiğinin altı çizilen bildiride, Zaporijya Nükleer Santrali de dahil olmak üzere Kiev yönetiminin nükleer enerji santralleri ve tesislerinin, Ukrayna’nın tam egemenlik kontrolü altında, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ilkelerine uygun ve onun denetimi altında emniyetli bir şekilde çalışması gerektiği vurgulandı.
Bildiride, Kiev yönetimine karşı devam eden savaş bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidi veya kullanımının kabul edilemeyeceği güçlü bir şekilde ifade edildi.