Ukrayna’daki savaş, insansız savaş araçlarının savaş alanına giderek daha fazla hâkim olduğu bir dönemi işaret ediyor. Artık savaşın tarafları, insan kayıplarını azaltmak için daha fazla insansız kara, deniz ve hava aracı üretmek için birbiriyle yarışmaya başladı.
Savaşın ilk aylarında, insansız hava araçları (İHA) kullanımı o kadar yoğundu ki Ukrayna için sembol araçlar halini aldı. Özellikle Türk insansız hava aracı Bayraktar TB2, Ukraynalıların Rus konvoylarına düzenlediği saldırılar neticesinde popülerliğini artırdı. Ukrayna’da Bayraktar TB2 namına Ukrayna’da şarkılar dahi bestelendi.
Savaşın seyrinin değişmesi de Rusların benzer bir taktiği benimsemesi neticesinde oldu. Ukrayna altyapısına yönelik günümüzde dahi devam eden saldırı sürecine başlayan Moskova, İran yapımı Şahed-136 olarak bilinen kamikaze İHA’yı benimsedi. İHA’lar cephe hattında yoğun bir şekilde kullanılırken, cephe gerisinde de önemli bir unsur halini aldı. Stratejik açıdan Ukrayna Kırım ve Belgorod bölgesine yoğun saldırılar düzenlerken, Rusya da aynı şekilde Ukrayna’nın batı kesimini kamikaze İHA saldırıları altına aldı.
Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından ilhak edilmesinden sonra deniz kuvvetlerini neredeyse Kırım limanlarında kaybeden Ukrayna, Rusya’nın Karadeniz’deki üstünlüğünü kırmak için 2022 savaşı itibariyle hızlı bir silahlı insansız deniz aracı (SİDA) kullanımına başladı.
Bu hususta ilk kayda değer saldırı, 29 Ekim 2022 günü gerçekleşti. Kırım’ın liman şehirlerinden olan Sivastopol’de bulunan Rus Deniz Üssü, çok sayıda insansız hava ve deniz aracı tarafından saldırıya uğradı. Bu saldırı sırasında bir Ukrayna İDA’sı, Rus Karadeniz Filosu Amiral Gemisi Amiral Grigoroviç sınıfı (799) Amiral Makarov’a net bir şekilde saldırarak ona hasar verdi.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, Rusya’nın Karadeniz’deki sembol gemisi olan Moskva’nın da SİDA saldırısıyla battığı yönünde bir yanılgı vardır. Oysa Moskva, Ukrayna tarafından ateşlenen Neptün füzeleriyle batırılmıştır.
Ukrayna 2 yıllık savaş boyunca şu ana kadar Rusya’nın Karadeniz Filosundaki 80 adet savaş gemisinden en az 22 gemiyi imha etti, 13 gemiye de hasar verdi. Ukrayna SİDA’larının 31 Ocak 2024’te Rus Korveti İvanovets, 14 Şubat 2024’te tank çıkarma gemisi Caesar Kunikov’a yaptığı saldırılar neticesinde Rusların gemilerini kesin bir şekilde Kırım’dan Novorossiysk Limanına çektiği düşünülüyor.
İHA ve İDA kullanımı yoğun bir şekilde devam ederken İKA kullanımı da artış gösteriyor
Savaşın ilk günlerinden bu yana İHA ve İDA kullanımının yoğunluğu karşısında, insansız kara aracı (İKA) kullanımı biraz geri planda kaldı. Bunun başlıca nedeni, savaşın ilk yılında cephe hattının karşılıklı ve büyük çaplı saldırılar neticesinde sürekli değişmesi ve hareketli bir çatışma sahası olmasıydı.
Ancak Rusya’nın Surovikin hattı merkezli ve Ukrayna’nın güneydoğusunu elde tutmayı amaçlayan stratejisi sayesinde cephedeki günlük, haftalık ve aylık ilerleyişler oldukça yavaşladı. Neredeyse siper savaşının yeniden baş gösterdiği bir ortamda savaşın tarafları tıpkı Birinci Dünya Savaşı şartlarındakine benzer davranışlar sergilemeye başladılar. Haliyle cephe hattı ve siper merkezli savaş ortamı, İKA sistemlerini beraberinde getirdi.
İnsansız Kara Araçlarının (İKA) tarihsel gelişimi
1900’lü yılların başlarında İspanyol mühendis Leonardo Torres Quevedo, Telekino adını verdiği radyo tabanlı bir kontrol sistemi, üç tekerlekli bir bisiklet üzerinde geliştirdi. Bu araç günümüz İKA’larının atası olarak kabul edilir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında ve savaştan sonra Batılı ordular, patlayıcı madde taşımaya yönelik küçük, uzaktan kumandalı, paletli araçlara oldukça ilgi duydu. Bu yıllarda Fransızlar iki araç geliştirdi. Bunlardan ilki Crocodile Schneider Torpille Terrestre idi. Bu araç, Haziran 1916’da Almanlara karşı yürütülen karşı saldırılarda kullanıldı. Ancak kötü performansı nedeniyle rafa kaldırıldı.
Diğer bir araç, Aubriot-Gabet Torpille Electrique idi. Bu araç da kabloyla kumanda edilen bir elektrik motorlu İKA idi. Görevi sadece ‘’no mans land’’ olarak bilinen, kimsenin olmadığı topraklarda ilerlemekti. İlk 20 adet İKA, Fransız İkinci Ordusu çatısı altında görev yaptı.
Savaşın sonlarına doğru ABD’li mucit Elmer Wickersham, Wickersham Land Torpedo adlı İKA’yı ortaya çıkardı. Fransızlar da savaştan sonra İKA üzerine çalışmalarına devam ettiler. Fransız savaş mühendisi ve araç tasarımcısı Adolphe Kégresse ve Jean Pommellet, Véhicule Kégresse adlı aracı üretti.
Almanların Fransa’yı işgali sırasında Alman askerleri, Paris yakınlarında bir Fransız İKA’sını ele geçirdiklerinde ondan çok etkilendiler. Alman karar vericiler, Bremen merkezli Carl FW Borgward adlı otomotiv şirketine, en az 50 kilogram patlayıcı taşıyabilecek, benzer bir araç geliştirmesi talimatını verdi. Böylece meşhur Goliath (Sdkfz.303) ortaya çıktı. Başta elektrik motorlu üretilen Goliath araçları, elektrik motorların pahalı olması sebebiyle iki zamanlı benzinli motorla üretildiler.
İlk olarak 1942 yılında ortaya çıkan Goliath adlı araçlar, Almanların savaştığı tüm cephede kullanılmıştır. Özellikle tank ve mühendis birliklerinde konuşlandırılan Goliathlar, 1944 Varşova Ayaklanması sırasında meskûn mahal çatışmalarında etkin bir şekilde kullanıldı. Savaşın bitmesiyle birlikte ABD’li yetkililer, büyük bir ilgiyle bu araçları incelese de askeri değerlerinin çok az olduğu kanısına vardılar.
Bu süreçte Ruslar, Teletank olarak bilinen, makineli tüfekle donatılmış küçük bir tankı piyasaya sürdü. Teletank’lar Finlandiya ve SSCB arasındaki Kış Savaşı’nda (1939-1940) ve Almanya’nın 1941’de SSCB’yi işgal etmesinden sonra bir süre Sovyet ordusu tarafından kullanıldı. Ancak yoğun insan gücüne dayanan Sovyet kara savaşı doktrini yüzünden, Teletankların kullanımından vazgeçildi.
İngilizler de 1941’de Matilda II piyade tankının radyo kontrollü bir versiyonunu geliştirdiler. Ancak İKA konusunda tank platformu kullanma fikri, o dönemde teknolojik dönüşümlerin çok pahalı olması sebebiyle hemen terk edildi.
İKA tarihinde önemli kırılma noktası 1960’lı yıllar itibariyle yapay zekâ ve otonomi alanındaki sıçrama sayesinde oldu. Charles Rosen liderliğindeki bir grup mühendis tarafından ABD Stanford Enstitüsü’nde geliştirilen Shakey, İKA’lar için otonomi ve yapay zekâ dönemini başlattı. Ancak otonomdan ziyade uzaktan kumandayla yönlendirilen araçlar, ordular tarafından önceliğini korudu.
1970’li yıllara gelindiğimizde İKA’lar için önemli bir gelişme yaşandı. 20 Temmuz 1976’da Viking 1’in inişi, başka bir gezegene konuşlandırılan ilk İKA oldu. Böylece uzay görevlerinin yolu açıldı.
1980’li yıllarda ABD ordusu, Kara-Hava Telerobotik Sistem Programı (TOV) bünyesinde dönüştürülen uzaktan kumandalı araçların ve bu araçlara bağlı kamera sistemlerinin sabitlenmesi üzerine çalışmalar yürüttü. Böylece günümüzdeki hem tekerlekli hem de paletli platformlar üzerinden geliştirilen İKA’ların temeli atılmış oldu. Daha sonra robotik komuta merkezleri geliştirildi.
Günümüzde bu alandaki en meşhur İKA, Curiosity’dir. Araç, NASA’nın Mars Keşif Programı’nın bir devamı olarak, Ağustos 2012’den beri Mars’ta bulunuyor.
Teknolojik gelişmeler ışığında gelişen İKA’lar artık kamikaze saldırılar gerçekleştirmenin yanı sıra, uzaktan kumandalı silah sistemleri taşıyor, kara mayınlarının dökümü ve temizlenmesi faaliyetlerinde görev alıyor ve çatışma alanındaki birliklere malzeme ulaştırıp yaralıları cephe gerisine taşıyabiliyor. Bir operatör müdahalesi olmaksızın otonom olarak görevleri yerine getirmesi için ARGE faaliyetleri de devam ediyor. Dolayısıyla Ukrayna toprakları, savaş vesilesiyle İKA’ların modern gelişim sürecine ev sahipliği yapıyor.
Rusya – Ukrayna savaşında İKA kullanımı
Savaşın ilk yıllarında küçük çaplı keşif faaliyetleri için hem Ukrayna hem de Rus İKA’ları 2024 yılında savaş sahasının en önemli unsuru haline geldi. Örneğin Donetsk eyaletindeki çatışmalarda Berdiçi köyünün ele geçirilmesi sırasında Rus birlikleri, AGS-17 bomba atar ile donatılmış paletli İKA’lar kullandı. Daha sonra köy civarında görev yapan bu İKA’lar, Ukrayna İHA’ları tarafından imha edildi.
Savaş alanından gelen son görüntülere göre Ruslar, Ukrayna’da İKA kullanarak, cephe hattına sis perdesi çekiyor. Bu da İKA’ların artık çeşitli savaş taktikleri içinde kendine bir yer edinmiş durumda olduğunu gösteriyor. Savaşın diğer tarafı olan Ukraynalılar da savaş dışı kalmış tanklardan sökülen 81 milimetrelik sis bombası fırlatıcılarını, İKA’lara monte ederek cephe hattında kullanıyor.
Cephedeki günlük duruma göre basit yöntemler ve kısıtlı imkânlarla geliştirilen bu İKA’ların yanı sıra hem Rus hem de Ukrayna endüstrisi, İKA geliştirmek için yoğun çaba sarf ediyor. Bu çabalar neticesinde bazı modellerin seri üretimi başladı. Üretim kapasitesinin artması için bağış toplama platformları yoğun bir şekilde kullanılıyor.
Örneğin Ukrayna’nın hükümet destekli savunma teknolojisi araştırma ve geliştirme merkezi olan Brave1 şirketi, Volya-E adlı İKA üretimi için destek talep ederken araç hakkında şöyle bir bilgi paylaştı; ‘’Ukrayna ordusu aktif olarak Volya-E’yi kullanıyor. Bu sayede yüzün üzerinde yaralı ve düşmüş asker savaş alanından tahliye edildi. Özellikle, Donetsk yönünde bir hafta süren çatışmalar sırasında, yaklaşık 20 yaralı askeri tahliye etmeyi başardı.’’
Anlaşılacağı üzere modern malzemeler, hayal gücü sahibi tasarımcılar, yetenekli mühendisler ve eğitimli operatörlerin elinde İKA’lara yeni bir yaşam alanı kazandırdı.
Rusya – Ukrayna savaşı sırasında geliştirilmiş ve üretimi yapılan başlıca İKA’lar
RATEL S (UKRAYNA)
Ratel S, 24 km/s hızla 40 kilogramlık bir yükü beş kilometreye kadar menzile ve iki saate kadar bir süreye taşıyabilen birinci şahıs görüşlü (FPV), pille çalışan dört tekerlekten çekişli bir araçtır. Bir operatör tarafından uzaktan kontrol edilir ve ilerlemesini izlemek için İHA kullanılır. Kamikaze saldırıları için kullanılır. Gövdesinin içinde mayın veya havan mermisi taşıyabilir.
IRONCLAD (UKRAYNA)
Keşif, gözetleme, saldırı, lojistik, tıbbi tahliye gibi görevleri yerine getirmek için tasarlanmış çok işlevli ve modüler bir İKA’dır. Geliştiricisi olan Roboneers tarafından paylaşılan bilgiye göre, hem operatör kontrolünde, hem de atış destek ünitelerine bağlı olarak konuşlandırılabilir. İhtiyaca göre ilgili birliklere hemen sevk edilir. Böylece keşif görevinden dönen bir Ironclad, yaralı askerlerin çatışmadan çıkarılmasında görev alabilir.
MILREM THeMIS (ESTONYA)
Estonya merkezli Milrem Robotik şirketi tarafından 2020 yılında geliştirilmiştir. İKA’nın temel amacı, lojistiği desteklemek ve cephedeki savaş birimlerine ikmal sağlamaktır. Bu yüzden 1200 kilogramlık bir yük kapasitesine sahiptir. Haliyle emsallerine göre oldukça büyük ve dikkat çekicidir. Dolayısıyla 40 mm bomba fırlatıcıları, 30 mm otomatik toplar ve çeşitli tiplerde tanksavar füze sistemleri ile donatılabilir. Ayrıca Ukrayna birlikleri, mayın temizleme faaliyetleri için de genellikle bu aracı tercih ediyor.
Rusya Stratejiler ve Teknolojiler Analiz Merkezi (CAST) başkanı Ruslan Pukhov, bu İKA’nın ele geçirilmesi halinde 1 milyon ruble ödül vereceğini duyurdu. Sahadaki başarıdan dolayı Estonya şirketi, Tallinn’deki genel merkezinin yanında yeni bir atölye açmayı planlıyor. Şirket temsilcilerine göre yeni üretim tesisi yılda 500’e kadar ilave araç üretebilecek.
LYUT (UKRAYNA)
Bazı kaynaklarda mini tank olarak isimlendirilen Lyut, piyasada satılan elektronik ve iletişim bileşenlerinin bir araya getirildiği, maliyeti çok düşük bir İKA’dır. PKT adlı 7,62 milimetrelik bir makineli tüfekle donatılmıştır. Silahta kullanılan hedefleme podu sayesinde, 800 metreden etkili vuruşlar yapabildiği belirtiliyor.
URAN-9 (RUSYA)
Boyutları sebebiyle İKA olmaktan çok insansız kara muharebe aracı olarak nitelendirilen Uran-9, ilk kez Eylül 2016’da ortaya çıktı. Ruslar, bu araçlara dört İKA’yı yönlendiren bir komuta istasyonu ve nakliye aracı gözüyle bakıyor. Haliyle silah sistemlerinin yanı sıra taşıma kapasitesiyle bir İKA nakil, sevk ve idare aracı olarak cephede yer alması bekleniyor. Uran-9 Dört adet 9M120-1 Ataka tanksavar güdümlü füze fırlatıcısı, sabitlenmiş 30 mm otomatik top ve bir adet PKT/PKTM 7.62 mm eş eksenli makineli tüfekle donatılmıştır.
LYAGUSHKA Kamikaze İKA (RUSYA)
İlk operasyonel kullanımı Rusların Avdiyivka saldırısı sırasında olan Lyagushka, Rus propagandası tarafından çok özel ve gizli bir silah olarak tanıtıldı. Ancak zaman içinde 30 kilogramlık bir yükü saatte maksimum 20 km hızla taşıyabilen pille çalışan bir platform olduğu ortaya çıktı. FPV olarak kontrol edilen bu İKA, bir İHA yardımı ile sevk edilir.
Çatışmaların son dönemde yoğunluğu sebebiyle her iki taraf yaralı askerlerin tahliyesi ve ikmal için de İKA tasarlıyor. Ukrayna’nın Volya-E nakliye İKA’sı karşısında Ruslar Cherepakha İKA’sı bulunuyor. Bunların dışında yerel olarak üretilen İKA’lar da savaşta yer aldığı için tarafların İKA envanterinde kaç araç olduğu henüz belirlenememiştir.
İKA’LAR gelecekte nasıl kullanılabilir?
İKA’lar yakın gelecekte kamikaze saldırılarında daha çok tercih edilebilir. Böylece üstüne patlayıcı bağlanan her İKA platformu, yıpratıcı bir savaş unsuru haline gelecektir. Bununla beraber uzaktan kumandalı silah sistemleri taşıyan İKA’lar, bomba atar ve makineli tüfek ile piyadeye destek verebilir.
Biraz daha büyük boyutlu İKA’lar ise güdümsüz uçak roketlerini ve RPG’leri ateşleyebilir. Bazı Rus kaynakları, Ruslar tarafından geliştirilen birkaç farklı boyuttaki İKA’ların Fagot adlı güdümlü tanksavar füzesiyle donatıldığını dile getiriyor. Ancak at-unut olarak bilinen pahalı mühimmatların, çok ucuz İKA platformları ile birleştirilmesi konusunda bazı çekinceler de bulunuyor.
Orta vadede İKA’lar, hava araçlarına saldırmak için tasarlanmış alçak ve çok alçak hava savunma sistemlerini bünyesinde barındırabilir. Bunların dışında zırhlı birliklerin saldırıları sırasında elektronik harp sistemlerini (EH) taşıyan İKA’lar, EH sistemlerinin yeteneği sayesinde bağlı oldukları birlikleri koruyabilir.
SONUÇ
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı dönemlerinde pahalı bir fikir olduğu için kısıtlı bir alanda kullanılan İKA’lar, teknolojinin gelişmesi, elektronik ve iletişim bileşenlerinin kolay tedarik edilmesi sebebiyle küllerinden yeniden doğdu. Tıpkı İHA’lar gibi önce keşif görevleriyle başlayan İKA’lar, artık orduların birer unsuru haline geliyor. Ancak savaş alanlarındaki gelişim süreçlerinin henüz başında oldukları bariz bir şekilde göze çarpıyor.
Tarafların cephedeki yoğunluğu göz önüne alındığında, İKA’ların çeşitliliği ve savaş alanlarında üstlendiği görevlerin sayısı artabilir. Haliyle dünyadaki orduların İKA gücünü kabullenmesi de uzun sürmeyecektir. Yakın gelecekte kamikaze görevleri, orta vadede silah sistemleri ile ateş desteği görevlerinde kullanılacak olan İKA’lar, nihai olarak orduların EH, lojistik ve nakliye araçları olabilir.
Örneğin EH ekipmanlarını İKA platformlarına yerleştirmenin önemli bir avantajı vardır. EH sistemi yüklenmiş İKA’nın yerini tespit edilmesi ve saldırı yapılması durumunda, saldırı asker veya ekipmanın kaybına değil, yalnızca platformun kaybına yol açacaktır. Taşıma kapasitesi olan İKA’lar ise mühimmat ve diğer kargoların ön cepheye teslimini sağlamak, yaralıları tıbbi bakım için cephe gerisine tahliye etmek gibi görevleri yerine getirebilir.
İKA’lar, sadece savaş maksadıyla ele alınmamalıdır. Savaştan sonra arazileri ve meskûn mahalleri mayından temizlemek, patlayıcıları imha etmek, orman yangınlarını gözlemlemek, kaçakçılık faaliyetlerini engellemek, kolluk kuvvetleriyle beraber kaotik olaylara müdahalede bulunmak gibi görevleri olabilir.
Yine de savaş uçaklarının yerini tutamayan İHA’lar gibi İKA’ların da tank ve zırhlı araçların yerini tutamayacağı kesindir. Ancak başka gezegenlerde yapılacak çalışmalar adına başka alternatifi bulunmuyor.