Sam Altman, “Gelecek Nasıl İnşa Edilir” adlı söyleşisinde, yapay zeka teknolojilerinin ve özellikle Yapay Genel Zekâ’nın (AGI) insanlık için dönüştürücü potansiyelinden bahsediyor. Altman, AGI’ın, yaşamın çeşitli alanlarını devrimsel bir değişime uğratabileceğine inandığını belirterek, bu teknolojilerin iklim sorunları, enerji bolluğu ve tıp gibi alanlarda devrim yaratacağını dile getiriyor. Altman, AGI’nin çok da uzak olmadığını ve bu yöndeki ilerlemelerin, doğru stratejilerle insanlığı yepyeni bir refah çağının eşiğine getirebileceğini ifade ediyor.
Altman, yapay zekanın sadece bir yazılım ürünü olmaktan çok daha fazlasını sunduğunu, bilimsel keşiflerde kullanılabilecek güçlü bir araç olarak işlev görebileceğini belirtiyor. Yapay zeka ile birlikte matematik ve fizik gibi temel bilimlerde köklü yeniliklerin kapısını aralamanın mümkün olduğunu söyleyen Altman, bu teknolojinin toplumun her kesimine erişim sağlayarak adaletli bir bilim ve bilgi dağılımı sunabileceğini de vurguluyor.
AGI’ın önemine vurgu yapan Altman, bu zekânın gelecekte sadece bilgi ve keşif değil, aynı zamanda fiziksel işler üzerinde de devrim yaratabileceğini belirtiyor. İnsanlığın tarih boyunca görmediği kadar güçlü bir zekâ ve enerji bolluğu dönemine giriş yaptığını vurgulayan Altman, bu kaynakların toplumun tüm kesimlerine fayda sağlayacağı bir “bolluk çağına” ulaşmayı hedefliyor. Bu noktada Altman, iklim değişikliği ile mücadele, yeni enerji kaynaklarının keşfi ve hatta uzay kolonileri gibi büyük hedeflerin yakın gelecekte gerçekleştirilebilir olacağına inanıyor.
Yapay zekânın gelişimi için başlangıçta belirledikleri vizyon doğrultusunda kararlılıkla ilerlediklerini belirten Altman, OpenAI ekibinin ana ilkesinin öğrenme modelleri ve ölçeklendirme üzerine kurulu olduğunu ifade ediyor. Altman, özellikle derin öğrenme modellerinin gelişimiyle, bu modellerin ölçeklendirildikçe çok daha başarılı sonuçlar verdiğini erken aşamalarda fark ettiklerini ve bu doğrultuda ilerlemeye karar verdiklerini anlatıyor. İlk yıllarda karşılaştıkları zorluklara rağmen Altman, bu temel stratejiyi benimsemenin şirketin başarısında önemli bir pay sahibi olduğunu vurguluyor.
AGI’a ulaşmak için belirledikleri bu stratejik yolun yanı sıra, yapay zekânın giderek karmaşıklaşan dünyamıza dair çözüm önerileri sunabileceğine inanıyor. Altman’a göre AGI, sadece bilgi işlem gücüyle değil, aynı zamanda insan yaşamına dokunan birçok yenilikle toplumsal fayda sağlayabilir. Bu yapay zekâ uygulamalarının sağlık, enerji, çevre gibi kritik alanlarda devrim yaratabilecek kapasitede olduğunu ve insan yaşam kalitesini büyük ölçüde artırabileceğini belirtiyor. Altman, bu süreçte takımının elde ettikleri başarıları daha da ileriye taşıma konusunda büyük bir istek ve azimle çalıştığını ifade ederken, yapay zekâ araştırmalarının sürdürülebilir ve ölçeklenebilir şekilde genişletilmesinin gelecekte çok daha kapsamlı çözümler sunacağını düşünüyor.
Altman ve ekibinin hedefi, yalnızca AGI’ı geliştirmek değil, aynı zamanda bu teknolojiyi toplumun her kesimine fayda sağlayacak şekilde kullanılabilir hale getirmek. Bu vizyon doğrultusunda, toplumun tamamına hizmet edecek bir “bolluk çağı” yaratmayı amaçlıyor ve yapay zekânın bu konuda kilit rol oynayacağına inanıyor.
Altman ayrıca girişimcilere yönelik önemli tavsiyelerde bulunuyor. Ona göre, bu yeni teknolojilerle çalışmak, sıradan iş modellerinin dışına çıkmayı gerektiriyor ve küçük ölçekli şirketlerin hızla hareket edebilmeleri büyük avantaj sağlıyor. Altman, “Yapay zekânın sunduğu yenilikleri hızla benimseyenler için inanılmaz fırsatlar var. Ancak bu teknolojiyi kullanarak sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmak hâlâ en zor ve en değerli hedef” diyor.