İsrail siyasetinde sular durulmazken, yeni bir iddia gündemi sarstı!
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu, üst düzey İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) komutanlarını kocasına karşı askeri darbe planlamakla suçladı.
Bu iddia, İsrail’de halihazırda çalkantılı olan, hükümet ve toplum içinde süregelen çatışmaların ve derin bölünmelerin damgasını vurduğu siyasi ortama yeni bir gerilim katmanı daha ekledi.
Sara Netanyahu, geçtiğimiz hafta rehine aileleriyle yaptığı özel bir toplantıda, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin bazı üst düzey komutanlarına güvenmediğini defalarca dile getirdi.
İsrail menşeili Haaretz haber ajansı kaynaklı habere göre Sara Netanyahu IDF içindeki unsurların aktif olarak kocasının liderliğini baltalamak için çalıştığını iddia ederek, eylemlerinin bir darbe girişimi olarak görülebileceğini öne sürdü.
Haberde, ordunun komuta kademesine yönelik suçlamalarında ısrarcı olan Sara Netanyahu’nun sözünü keserek tepki gösteren bazı esir yakınlarının, Gazze’de esir tutulan çocuklarının kaderinin orduya bağlı olduğunu ifade ettiği aktarıldı.
Sara Netanyahu’nun ise cevaben, güvensizliğinin ordunun tamamına değil, suçlamalarının yalnızca ordunun üst kademesine yönelik olduğunu belirttiği ifade edilen haberde, görüşme sırasında Netanyahu’nun bu iddiayı defalarca tekrarladığı belirtildi.
Görüşmedeki tartışmaya ilişkin basında çıkan haberlere yanıt olarak Sara Netanyahu adına açıklama yapan sözcü, “Bayan Netanyahu’nun başına bela olan yanlış, taraflı ve sürekli sızıntılar, iğrenç bir adaletsizliktir.” dedi
Haberde, Sara Netanyahu’nun ailelerle görüşmesinde çok sayıda ordu yetkilisinin de hazır bulunduğu kaydedildi.
Oğlu Gazze’de esir tutulan İsrailli Einav Zangauker, Sara Netanyahu’nun suçlamalarına ilişkin, “Netanyahu, hayat kurtarmak için her şeyi yapmak yerine hayali komplolar yayıyor ve bölücülüğü kışkırtmakla meşgul.” diye konuştu.
Zangauker, Netanyahu iktidarda olduğu sürece bir esir takası anlaşmasının mümkün olmadığını savundu.
Bu iddiaların ardından, Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu’nun sosyal medya üzerinden ordu komutanlarına yönelik eleştirileri de dikkat çekti.
Yair Netanyahu, Genelkurmay Başkanı Herzl Halevi, Şin Bet şefi Ronen Bar ve emekli İsrail istihbarat şefi Aharon Haliva’yı “ölümcül başarısızlıklar” olarak nitelendirdiği bir video paylaştı.
Ardından, ordu liderlerini vatana ihanetle suçlayarak bağımsız bir soruşturmadan neden korktuklarını sorgulayan bir tweet de attı.
Ayrıca daha önce Yair Netanyahu, Hava Kuvvetleri Komutanı Bar’ın daha önce askerlik hizmetini reddeden General Ziv Levy’yi İsrail Hava Kuvvetleri pilotlarına eğitmen olarak atama kararı sonrasında X hesabından Bar’ı hedef alan paylaşım yapmıştı.
İsrail Başbakanının oğlu, paylaşımında “Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar, bu arada 7 Ekim’de neredeydi ve ne yapıyordu? Şimdi Levy’yi Hava Kuvvetleri pilotlarına eğitmen olarak atamaya karar verdi.” ifadelerini kullanmıştı.
Sara Netanyahu’nun iddiaları sonrasında son durum
Sara Netanyahu’nun iddiaları, İsrail’in halihazırda karmaşık olan siyasi sahnesine yeni bir gerilim unsuru ekledi. Ülke, iç ve dış sorunlarla boğuşurken, bu tür iddialar kamuoyunda ve siyasi çevrelerde büyük yankı uyandırmaya devam ediyor.
Suçlamalar çeşitli kesimlerden tepkilere yol açtı. Başbakan Netanyahu, son yıllarda çeşitli yolsuzluk suçlamaları ve davalarla karşı karşıya kalmış durumda. Dolayısıyla Netanyahu yönetimini eleştirenler, söz konusu iddiaların, “kamuoyunun dikkatini artan hukuki sorunlarından ve hükümetin devam eden çatışmalara yaklaşımından başka yöne çekmeye yönelik çaresiz bir girişim” olarak değerlendirdi.
Özellikle muhalefet lideri Isaac Herzog, daha önce Başbakan Netanyahu’yu İsrail demokratik kurumlarına karşı bir darbeye liderlik etmekle suçlayarak ülkedeki derin siyasi çatlağın altını çizmişti.
Öte yandan Başbakan’ın destekçileri ise, suçlamaların ordu içindeki siyasi motivasyonlara ilişkin meşru kaygıları öne çıkardığını ileri sürüyor. Bazı askeri liderlerin son dönemdeki eleştirileri ve eylemlerini, Netanyahu hükümetini istikrarsızlaştırmaya yönelik koordineli bir çabanın kanıtı olarak gösteriyorlar.
İddialar hükümetle ordu arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi. İsrail’in güvenliği ve savunmasında hayati bir rol oynayan IDF, geleneksel olarak siyasi olmayan bir varlık olarak görülüyor. Ancak son suçlamalar, kamuoyunun ordunun tarafsızlığına ve ülke yönetimindeki rolüne olan güvenini zedeleyebilir.
Üstelik bu tartışma, İsrail siyasetinde ordunun rolüne ilişkin tartışmaları da yoğunlaştırdı. Bazı analistler, ordunun siyasi meselelere artan müdahalesinin tehlikeli bir emsal teşkil edebileceğini öne sürerken, diğerleri potansiyel yetki suiistimallerini önlemek için güçlü gözetimin gerekli olduğuna inanıyor.
Sonuç olarak, Sara Netanyahu’nun iddiaları İsrail’in zaten karmaşık olan siyasi senaryosuna yeni bir boyut kazandırdı. Ülke kendi içinde zorlu bir zamandan geçerken ortaya atılan suçlamalar; güç dengesi, ordunun siyasetteki rolü ve İsrail demokrasisinin geleceği hakkında önemli tartışmalara yol açtı. Bu iddiaların herhangi bir önemli değişikliğe yol açıp açmayacağı veya mevcut bölünmeleri daha da sağlamlaştırıp güçlendirmeyeceği ise henüz bilinmiyor.