Bu taktik acımasız yüzünü ilk kez 2000’li yılların başında Aden’de “USS Cole” saldırısında gösterdi. Yaşanan saldırıdan sonra sorun “asimetrik savaş” olarak adlandırılan yeni savaş sahasının başlangıcı olarak kabul edildi. Hem planlayıcılar hem de mühendisler; dar boğazlar gibi tehlikeli alanlarda, liman girişlerinde veya yanaşma manevraları sırasında birliklerin güvenliğini sağlamaya yarayacak en iyi çözümleri üretmek için çalışmaya devam ediyor.
Bu tür savaşlarda göz önünde bulundurulması gereken; “düşmanı tanımlamak, doğru kararı doğru zamanlamayla vermek, hedefi tespit etmek ve hedefe kilitlenmek” gibi birden fazla faktör ve problem göze çarpıyor. Bir limana demir atarken geminize yaklaşan bir jetski veya hızlı bir tekne görüldüğünde, bu bir terörist saldırı ya da dümen sıkıntısı çeken bir tekne olarak varsayılıyor ve her iki durumda da gelmekte olan araç rota değiştirmiyor.
Gerçekleşecek olan teması, bir düşman saldırısı olarak tanımlasanız da küçük ve hızlı bir aracın silahlarla imha edilmesi kolay olmuyor; çünkü küçük araçların sahip oldukları manevra kabiliyeti, isabet ihtimallerini önemli ölçüde azaltıyor. Gemilerde bulunan algılayıcı sensörler bile küçük araçların hızlı manevralarına karşı çaresiz kalabiliyor. Söz konusu araçlar, sensörlerin kör noktasına saniyeler içinde geçebiliyor ve dolayısıyla araçların canlı takibini sağlamak neredeyse imkansız bir hal alıyor. Ayrıca bir demirleme alanında veya bir boğazda, gemilerin yoğunluğu ve coğrafi konum nedeniyle sensörlerin duyarlılığı ve performansı da düşebiliyor.
Asimetrik tehditlerle başa çıkmak için planlayıcılar son zamanlarda, hızlı araçlara karşı güdümlü füzeler kullanmaya yarayan yeni çözümler üzerinde çalışıyorlar. Bilindiği üzere helikopterler tarafından fırlatılan lazer güdümlü füzeler, hava savunma kabiliyetleri oldukça düşük olan Hızlı Sahil Saldırgan Araçların (FIAC) kabusu olmuş durumda. Lazer güdüm hassasiyeti mükemmel olduğundan, lazerli bir füze fırlatıldığında hedefte isabet olasılığı oldukça yüksek oluyor.
FIAC kullanılarak yapılan sürü saldırıları
İran gibi bazı ülkeler bu yeni ortaya çıkan tehdidi lehlerine çevirmeyi başarmış durumda. Ayrıca bunu silahlı kuvvetlerinin de bir parçası haline getirdiler. İran’ın bu şekilde düzenlediği 200’den fazla silahlı teknesi bulunuyor ve bunlar, uçak gemilerinden muhriplere kadar her türlü gemi için büyük bir tehdit oluşturuyor. ABD donanması ve İngiliz Kraliyet donanması tarafından sürü saldırıları olarak tanımlanan bu teknelerden bazılarının eş güdümlü olarak gerçekleştireceği bir saldırı, donanmalar için çok büyük tehditler oluşturabilir.
Sürü saldırıları, güvenlik önlemlerini atlatmak için birbirleriyle eş güdümlü ve hareketli gruplar oluşturmanın yanı sıra; birden fazla bina veya araca saldırılarda bulunarak saldırılan hedeflerde büyük zayiatlara, saldırı gerçekleşene kadar haklarında herhangi bir bilgi edinilememesine ve saldırganlara karşılık verilememesine de sebep oluyorlar. Silahlı küçük tekne sürüleri büyük donanma gemilerine eş güdümlü bir saldırı gerçekleştirip onları kuşatmaya, bunaltmaya ve paniğe sevk etmeye giriştiğinde ise gemilerin yüzey radarları donabiliyor, uzun ve orta menzilli gemi savunmaları etkisiz hale gelebiliyor ve bir gemiyi neredeyse tüm açılardan tek seferde ve hızlıca vurmak mümkün hale gelebiliyor.
ABD Basra Körfezi savunması için endişeli
ABD Donanması özellikle ciddi öneme sahip Basra Körfezi bölgesinde, FIAC’ların deniz üslerine ve donanma araçlarına karşı sürü saldırıları yapabilme ihtimalleri üzerinde duruyor. Körfezde veya kıyıya yakın diğer bölgelerde görevde iken birlikler birden fazla silahlı teknenin sürü saldırısıyla karşılaşırsa silahları veya SSM’leri ile kendilerini savunmaları gerçekten imkansız olabiliyor. İnsanlı veya insansız küçük tekneler yeterince yakına girdikleri takdirde elektronik harp saldırıları başlatabilir, gemileri küçük ve hatta çeşitli büyük silahlarla da vurmaya çalışabilirler. Böyle bir durumda sınırlı tarayıcı/izleyici sensör ve silah kapasitesi gibi birçok sebepten dolayı saldırganlara karşı savunma yapmak son derece zor bir hal alıyor.
Geleneksel birimlere karşı asimetrik tehdit kullanmanın savaş hukukuna veya uluslararası hukuka aykırılığı konusu ise tartışılmalı. Ancak teröristlerin asimetrik saldırılarının veya ülkelerin envanterlerinde bulunan FIAC’lar ile gerçekleştirecekleri saldırılar sonucu oluşacak bu yeni tehdidin, tüm ülkeler için can sıkıcı bir sorun olmaya başladığı oldukça açık. Küçük radar izleri ve yüksek manevra kabiliyetleri nedeniyle FIAC’ları yok etmek hiç de kolay değil.
Peki FIAC’lara karşı isabet sağlama olasılığını artıracak geliştirmeler neler?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi ABD ve Türk donanmaları asimetrik tehditlere karşı yeni çözümler geliştirmeye devam ediyor. ABD Deniz Kuvvetleri Yüzeyden Yüzeye (Karadan Karaya) Füze Sistemi’nin (SSMM) yapısal testlerini başarıyla tamamladı ve silah sistemini kıyıya yakın konumlarda muharebe faaliyetleri yürütebilen Littoral Combat Ship (LCS) sınıfı gemilere monte edip, güvenli bir şekilde opere edilebileceklerini doğruladı. Donanma Longbow Hellfire füzelerinin kullanıldığı testlerde uzaktan kumandalı RHIB’ler (sert karinalı şişme bot) üzerinde de başarı elde etti.
Hellfire’lar sınırlı AAW (anti-air warfare) yeteneğine sahip küçük teknelere veya deniz birimlerine karşı yaygın olarak kullanılan bir havadan karaya füze çeşididir. Aslına bakılırsa füzenin menzili karadan karaya füze olarak kullanabilmek için yeterli değil ve menzilleri bu sınıftaki silahların çoğundan daha düşük. Ancak bu füze gemilere karşı gelişmekte olan asimetrik tehditleri veya hızlı teknelerin sürü saldırılarını atlatmak için tasarlandığından menzilinin düşük olması şu an için sorun teşkil etmiyor.
Bu tehdide karşı geliştirilen bir başka örnek de Türk Deniz Kuvvetleri’nin ve büyüyen Türk Savunma Sanayii’nin kilit üyelerinden biri olan ROKETSAN A.Ş. tarafından geliştirilmiş yerli L-UMTAS füzelerinin Aviso sınıfı korvetlere uyarlanmış hali. Türkiye bu füzeler için seri üretime başladı ve füzeleri tank gibi hareketli yer hedeflerine karşı ATAK helikopterleri vasıtasıyla kullandı. 2019 Mayıs ayında gerçekleştirilen Denizkurdu Tatbikatı’nda Aviso (Burak)-sınıfı korvet olan TCG BARTIN (flama numarası: F-504), uzun menzilli L-UMTAS anti-zırh (tanksavar) füzesini başarıyla ateşledi ve hızlı yüzey drone’unu başarıyla imha etti.
Bu kabiliyeti elde edebilmek için kazanılması gereken ana unsurlar nelerdir?
Bilindiği üzere güdümlü füzeler klasik konvansiyonel silahlardan çok daha maliyetli. Güdümlü füzeler genelde silahlarla etkisiz hale getirilemeyen kritik hedeflere karşı kullanılıyor. Deniz varlıklarını FIAC’lara karşı koruma sağlaması için güdümlü füzelerle donatırken, maliyet/verimlilik oranı da çok önemli bir konu olarak önümüze çıkıyor. Sürü saldırıları bir savaş gemisinin kaybına neden olabilirken, bir savaş gemisinin maliyeti (para ve prestij olarak) düşünüldüğünde, güdümlü füzelerin maliyeti çok düşük görünüyor. Füzelerin maliyetini azaltmak için füzelerin yerelden tedari edilmesi iyi bir çözüm olabilir. Gerekli teknik bilgi, ekipman ve kurulacak fabrikaların maliyeti de burada dikkate alınması gereken bir başka konu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kapasiteye ulaşırken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli konu ise aynı anda birden fazla hedefi izleme yeteneğine sahip olunması gerektiği. Gemilerde birden fazla (en az 2-3 adet) elektro-optik sistem bulunmalı ve bunun yanı sıra lazer işaretleyiciler veya başka çözümler geliştirilmeli. Zira sürü saldırılarına karşı üstün gelebilmek için gemi aynı anda birden fazla hedefe kilitlenebilmeli ve hedeflere başarılı şekilde kilitlenebilmesi için de gemi aynı anda birden fazla hedefin lazer izini takip edebilme yeteneğine sahip olmalı.
Teknoloji günden güne gelişiyor, yeni çözümler ve icatlar geliştiriliyor. İlerleyen günlerde muhtemelen bu tehdide karşı yeni yatırımlar göreceğiz çünkü geliştirilen ürünler de genel itibariyle ortaya çıkan ihtiyaçları gidermek için yapılıyor. Bugünün en önemli ihtiyaçlarından birisi de giderek büyüyen asimetrik tehditlere karşı koymak olduğundan sürü saldırılarına karşı koyabilmek için yeni taktikler ve gelişmeler görmemiz muhtemel olabilir.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi