ABD Başkanlığı görevini 20 Ocak’ta Demokrat Joe Biden’a devredecek olan Donald Trump, görevde kaldığı 4 yıl boyunca, dış politika konusunda aldığı kararlar ile uluslararası kamuoyunun gündeminden düşmedi.
ABD tarihinin en tartışmalı başkanlarından biri olan Trump, 20 Ocak Çarşamba günü koltuğunu Demokrat Joe Biden’a devredecek.
Trump, görevde kaldığı 4 yıl boyunca, dış politika konusunda attığı radikal ve sert adımlar ile uluslararası kamuoyunda en dikkati çeken isimlerden oldu.
Attığı adımların yanı sıra Trump, diğer yabancı ülke liderleri ile iletişimindeki ve uluslararası örgütlere yönelik tavrı ile de dikkatleri üzerinde topladı.
Trump’ın ilk icraatlarından biri 7 ülkeye vize yasağı oldu
ABD Başkanı Trump, göreve geldikten bir hafta sonra 27 Ocak 2017’de İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali, Çad ve Kuzey Kore’ye seyahat yasağı getirdi ancak kararın geniş kitlelerce havalimanlarında protesto edilmesi üzerine geri adım atmak zorunda kaldıysa da yasaklar devam etti.
Daha sonra, “yükümlülüklerini yerine getirdiği” gerekçesiyle Çad listeden çıkarıldı. Seyahat yasağı hafifletilerek güncellendi ve tekrar yürürlüğe kondu ancak Hawai ve Maryland eyaletindeki federal hakimlerin ulusal çapta yürürlüğün durdurulması kararı engeline takıldı.
ABD Yüksek Mahkemesi, Haziran 2018’de Trump’ın, Müslüman bazı ülkelerin de olduğu 7 ülkeyi hedef alan seyahat yasağını 4’e karşı 5 oyla onaylayarak Amerikan Anayasası’na uygun bulduğunu açıkladı.
Trump’ın İsrail’e koşulsuz desteği
Dış politika konusunda bugüne kadar en yakın durduğu ülkelerden birisi de İsrail olan Trump, ilk olarak Aralık 2017’de Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıdıklarını açıklayarak, Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına onay verdi.
ABD’nin Kudüs’teki elçilik açılışı için 14 Mayıs 2018’de, Amerikalı ve İsrailli yetkililerin katılımıyla görkemli bir tören düzenlenirken, aynı esnada abluka altındaki Gazze Şeridi sınırında kararı protesto eden 60 Filistinli, İsrail askerleri tarafından şehit edildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 31 Ağustos 2018’de, Washington’un, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansına (UNRWA) yaptığı mali yardımları tamamen durdurma kararı aldığını açıkladı.
Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ), Washington’daki ofisini, 10 Eylül 2018’de kapatma kararı alan Trump, 25 Mart 2019’da da Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, “Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığını” ilan eden başkanlık kararnamesini imzaladı.
Trump son olarak, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan, Fas, Kosova ve Sırbistan gibi ülkelerin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine aracılık etti.
Trump’ın İran ile nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları yeniden getirmesi tepki çekti
Donald Trump yönetimi, 8 Mayıs 2018’de, 2015’te İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan İran’ın balistik füze ve bölgesel faaliyetlerini de kapsayan yeni bir anlaşmaya varabilmek için çekildiğini açıkladı.
Sonrasında Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koyan ABD, Nisan 2019’da İran Devrim Muhafızları Ordusunu “yabancı terör örgütleri” listesine aldı.
Trump göreve geldikten sonra, İran’a çok sayıda yaptırım uyguladı, ülkenin Orta Doğu’daki kritik ismi Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi emrini verdi. İki ülke, Trump’ın bu adımı sonrası savaşın eşiğine geldi.
Başkanlığının son günlerine kadar Trump, İran’ın birçok sektörünü yaptırımların hedefine koyarak, bu ülkeyi ekonomik olarak köşeye sıkıştırmaya çalıştı.
Çin ile gelgitli ilişkiler
Trump, eleştirilere rağmen tıpkı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olduğu gibi Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile de yakın ilişkiler kurdu. Bir taraftan Çin ile ticaret savaşına giren Trump öte yandan bir anlaşma için iki ülke arasında yollar aradı.
Bu süreçte Çin’e karşı Hong Kong ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi olmak üzere birçok konuda yaptırımlar getiren Trump, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından Çin’e karşı eleştirilerini ağırlaştırdı ve salgının tek sorumlusunun Çin olduğunu savundu.
-Trump’ın ayrıldığı uluslararası anlaşmalar ve kurumlar dikkati çekti
Trump döneminde ABD, İran ile nükleer anlaşma, Paris İklim Anlaşması, Açık Semalar Anlaşması ve Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması olmak üzere 4 uluslararası anlaşmadan çekildi.
Öte yandan Trump’ın Birleşmiş Milletler ve NATO başta olmak üzere birçok uluslararası oluşuma yönelik eleştirileri de başkanlık döneminde önemli dış politika başlıklarından biri oldu.
Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkileri
Suriye’den asker çekme ve “Rahip Brunson olayı” dışında genel olarak Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile iyi ilişkileri olduğunu vurgulayan Trump, Kongredeki Türkiye karşıtı havaya rağmen büyük oranda bu çizgisini korudu.
Zaman zaman Türkiye ile aynı çizgide açıklamalar yapan Trump, Washington’dan eleştiriler aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 2019 Kasım’da Beyaz Saray’da görüşen Trump, buradaki açıklamalarıyla Ankara’nın haklılığını teyit etti.
Trump döneminde ABD’nin YPG/PKK’ya desteği sürdü
Seçim vaatlerinden biri “DEAŞ’ı en kısa sürede bitirmek” olan Trump, Pentagon ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) Suriye’de terör örgütü YPG/PKK ile kurmuş olduğu yakın iş birliğini sürdürme kararı aldı.
Mayıs 2017’de Pentagon’a “YPG’ye doğrudan silah yardımı yapılması” konusunda resmen izin veren Trump, Suriye’nin kuzeyinden Amerikan askerlerini çekene kadar terör örgütüne yaptığı yardımları sürdürdü.
Ankara, Obama yönetimine olduğu gibi Trump yönetimine de YPG/PKK iş birliği dolayısıyla büyük tepki gösterirken, Washington’ın terör örgütüne yapmış olduğu tırlar dolusu silah yardımı ikili ilişkilerdeki en büyük krizlerden biri oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 6 Ekim 2019’da telefon görüşmesi yapan Trump, bu görüşmenin ardından Türkiye’nin operasyon alanında bulunan Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan askerlerini çekeceğini açıkladı.
Washington’daki kurumsal yapı içerisinde ve Kongrede memnuniyetsizlikle karşılanan bu karar, çok sayıda uzman tarafından “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaferi” olarak yorumlandı.
Trump’tan Türkiye’ye son dakika CAATSA yaptırımı
ABD Kongresi, 2 Ağustos 2017’de Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA’nın (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) Türkiye’ye karşı uygulanmasını talep etti ancak hem CAATSA Yasası’nın uygulanmasını hem de Türkiye’ye karşı ayrıca yaptırımlar getirilmesini isteyen ve buna yönelik çok sayıda tasarıyı kabul eden Kongrenin adımlarına Trump destek vermedi.
Öte yandan Trump, 14 Aralık 2020’de, CAATSA yaptırımlarını onayladı ve ABD Hazine Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığını (SSB) ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile üst düzey yetkililerinden Mustafa Alper Deniz, Serhat Gençoğlu ve Faruk Yiğit’i yaptırım listesine ekledi.
Buna göre, SSB’ye ABD’nin ürün ve teknolojileri için ihracat lisansı ve yetkilerinin verilmesi, SSB’nin ABD finans kuruluşlarından 12 ay vade ile 10 milyon doları aşan kredi ve borç alması yasaklandı.
SSB’nin, ülkenin uluslararası mali kuruluşlarından kredi ve borç almasının engelleneceği ve ismi paylaşılan Savunma Sanayii yetkililerinin ABD’ye girişine de izin verilmeyeceği ifade edildi.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi