Macaristan’ın Ukrayna konusundaki kararlılığı sürüyor!
Ukrayna ile Macaristan’ın arasındaki yıllardır süregelen diplomatik sürtüşme, dışişleri bakanları düzeyindeki bir toplantıyla çözüme kavuşturulmak istendi. Fakat Macaristan’ın Ukrayna’ya yönelik yapılması planlanan Avrupa Birliği (AB) mali yardım paketini bloke etmesi konusunda hiçbir ilerleme sağlanamadı.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba (solda) ve Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto (sağda)
Ukrayna’nın Uzhhorod kenti yakınlarındaki bir tatil beldesinde yapılan toplantı, Avrupalı liderlerin Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı Ukrayna’ya yapılması istenilen 50 milyar avroluk AB yardımı vetosunu kaldırmaya ikna etmek için çabaladıkları sırada gerçekleşti.
Rusya ile yakın ilişkilerinden dolayı “AB içindeki Truva atı” olarak nitelendirilen Macaristan yönetiminin, toplantı sonrasında da AB bütçesinden finanse edilmesi planlanan Ukrayna’ya mali yardımlar konusundaki veto kararını yeniden dile getirmesi, Brüksel’de yapılacak zirve öncesinde AB liderlerini hayal kırıklığına uğrattı.
29 Ocak Pazartesi günü gerçekleşen toplantı, Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto’nun Rusya- Ukrayna çatışmalarının başlangıcından bu yana Ukrayna’ya yaptığı ilk ziyaretti ve Ukraynalı mevkidaşı Dmitro Kuleba ile son iki yıldaki tek resmi ikili görüşmesiydi.
Düzenlenen toplantı sonrasında Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın geçtiğimiz yılın sonunda eğitim ve dil yasalarında gerçekleştirdiği değişikliklerin, Zakarpatya bölgesindeki etnik Macarların anadillerinde eğitim görme hakları üzerindeki olumsuz etkileri azalttığını belirtirken, bu düzenlemelerin iki ülke arasında uzun süredir devam eden Macar azınlığın dil hakları ile ilgili anlaşmazlıkları tamamen ortadan kaldırmadığını vurguladı.
Szijjarto, Macaristan yönetiminin “Macar ulusal toplumunun 2015’te var olan haklarını yeniden kazanmaları yönünde bir beklentileri” olduğunu söyledi. Szijjarto açıklamasında, “Daha önümüzde uzun bir yol var. Ancak biz Macar tarafı olarak bu işi yapmaya hazırız.” ifadelerini kullandı.
Buna karşılık Ukraynalı bakan Dmitro Kuleba ise Macar azınlık sorununun “temel olarak çözülmüş” olduğunu düşündüğünü ve Kiev’in, Budapeşte yönetiminin Ukrayna’daki Macar toplumuyla ilgili diğer taleplerini nasıl karşılayabileceği ile bu bulguları 10 gün içinde ilgili hükümetlere nasıl sunabileceğini incelemek üzere ortak bir komite kurulacağını belirtti.
Budapeşte yönetiminin AB’nin Kiev’e mali ve askeri yardım sağlama çabalarını engellemesi, Ukrayna’ya silah sağlamayı ve sağlanan silah akışının Macaristan sınırından geçmesini reddetmesi nedeniyle komşu ülkeler arasında gerginlikler alevlenmiş ve Macar yetkililer Kiev yönetimini Batı Ukrayna’daki Macar azınlığa kötü muamele etmekle suçlamıştı.
Gerçekleşen toplantıda bu soğukluk devam ederken yetkililerden hiçbiri Macaristan’ın 50 milyar avroluk AB yardım paketine yönelik vetosunu kaldırıp kaldırmayacağı konusunda yorum yapmadı.
Ukrayna, mühimmat ve askeri donanım sıkıntısı için Batılı müttefiklerinden acil fon talebinde bulunmuş, ABD’den planlanan 60 milyar dolarlık yardım paketi Kongre’de durdurulmuş ve Ukrayna Rusya’ya karşı güçsüz bir durumda kalmıştı. Buna karşılık AB ülkeleri devreye girmiş ve 50 milyar avroluk dev bir mali yardım paketi planlamış fakat Macaristan bu kararı veto ederek planlanan yardımları engellemişti.
Macaristan’ın bu kararının arkasındaki ana sebep ise Brüksel’in Macaristan üzerinde yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü ve demokratik olmamakla suçlamasıyla birlikte baskılar kurması ile Budapeşte’den milyarlarca dolarlık fonu kesmesiydi.
Macaristan’ın söz konusu veto kararı ise Brüksel’in Macaristan üzerindeki baskıları ve iç işlerine müdahaleleri sonucu ortaya çıkmıştı. Bu baskılar, Orban hükümetinin yargı bağımsızlığını sağlayamaması, medyanın özgürlüğünü kısıtlaması ve LGBTQ+ topluluğuna yönelik tutumlarının uygunsuz bulunması gibi suçlamalarla baş göstermişti. Bu suçlamalar sonucunda AB, Budapeşte yönetiminin milyarlarca dolarlık fonunu dondurmuştu.
AB’de Orban’ı eleştirenlerden bazıları, onun Ukrayna’ya yardım konusundaki veto yetkisini dondurulan fonlarına erişim sağlamak için bir koz olarak kullandığına inanırken Budapeşte yönetimi ise Brüksel’in, politikalarını değiştirmeye zorlamak için Macaristan’a şantaj yapmaya çalıştığını savunuyor.