Julian Assange ABD ile anlaştı. Hakkındaki suçlamalardan sadece birini kabul edecek!
2010’da ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 251 bin gizli belgesini yayımladığı için hakkında soruşturma açılan ve 7 yıl Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nde yaşamasının ardından İngiltere’de 5 yıl boyunca hapiste kalan Wikileaks’in 52 yaşındaki kurucusu Julian Assange artık özgür.
İngiltere’deki yüksek güvenlikli Belmarsh cezaevinde geçirdiği beş yılın aşkın sürenin ardından Julian Assange, Salı günü erken saatlerde tahliye edildi.
ABD’li savcılar WikiLeaks’in kurucusunu, Afganistan ve Irak’taki savaşlarla ilgili gizli ABD askeri kayıtlarının ve diplomatik mesajların yayımlanması nedeniyle, çoğu Casusluk Yasası kapsamındaki 18 ayrı suçtan yargılamak istiyorlardı.
Ancak Assange, ABD yetkilileriyle yaptığı anlaşma ile yalnızca hakkındaki “ulusal savunma belgelerini elde etmek için komplo kurmak ve ifşa etmekle” suçlamasını kabul etmesi karşılığında, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak serbest bırakıldı.
Assange, ABD anakarası gitmeyi reddettiği için yargılaması memleketi Avustralya’ya coğrafi olarak yakın olan Kuzey Mariana Adaları’nda yapılacak. Assange’ın yarın ABD’ye bağlı Kuzey Mariana Adaları’ndaki bir mahkemede yargıç karşısına çıkması bekleniyor.
Assange mahkemede, “ABD’nin gizli ulusal savunma belgelerini elde etmek için komplo kurmak ve ifşa etmek” suçunu işlediğini itiraf edecek.
62 ay hapis cezasına çarptırılması beklenen Assange’ın anlaşma gereği, İngiltere’de hapishanede kaldığı sürenin karşılığında ABD’de cezaevine girmesi beklenmiyor.
JULIAN ASSANGE IS FREE
Julian Assange is free. He left Belmarsh maximum security prison on the morning of 24 June, after having spent 1901 days there. He was granted bail by the High Court in London and was released at Stansted airport during the afternoon, where he boarded a…
— WikiLeaks (@wikileaks) June 24, 2024
X platformunda Wikileaks resmi hesabı tarafından yapılan paylaşımda, “İkiye üç metrelik bir hücrede günde 23 saat tecritte geçirdiği beş yılı aşkın sürenin ardından, yakında eşi Stella Assange ve babalarını sadece parmaklıklar ardında gören çocuklarıyla yeniden bir araya gelecek” ifadeleri kullanıldı.
Wikileaks ayrıca Assange’ın ülkesine dönmek üzere uçağa bindiği anların görüntülerini de yayınladı.
WikiLeaks’de neler olmuştu?
Avustralyalı bir bilgisayar uzmanı olan 52 yaşındaki Julian Assange önderliğinde Wikileaks organizasyonu, ABD Dışişleri Bakanlığı ve dünya genelindeki ABD büyükelçilikleri arasındaki ayrıntılı yazışmalardan oluşan 251 bin 287 adet gizli belgenin bir önbelleğini elde etmiş ve bu belgeleri El País, Le Monde, Der Spiegel, The Guardian ile The New York Times gazeteleri aracılığıyla yayınlamıştı.
İlk olarak 220 adet diplomatik belge 28 Kasım 2010 tarihinde yayımlanmış ve zaman içerisinde peyderpey yayımlanmaya devam etmişti. WikiLeaks’in bugüne kadar yayınladığı belge ve analiz sayısının ise 10 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.
WikiLeaks’in ABD’ye ait gizli bilgileri, o dönem ABD ordusunda görevli olan istihbarat analisti Bradley Manning’den aldığı ortaya çıkarılmış ve Manning, 27 Mayıs 2010’da tutuklanıp 35 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama, hapiste cinsiyet değiştirip Chelsea adını alan Manning’i kendi yetkisini kullanarak affetmişti. Fakat ilerleyen zamanlarda Chelsea Manning bir duruşmada jürilik yapmayı reddetmesi nedeniyle yeniden hapse atılmıştı.
WikiLeaks’in kaynağının Bradley Manning olduğunu Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI) ihbar eden 37 yaşındaki Amerikalı hacker Adrian Lamo ise 2018 yılında evinde ölü bulunmuştu.
WikiLeaks üzerinden yaptığı paylaşımlar nedeniyle başta ABD olmak üzere pek çok devlet tarafından hakkında tutuklama kararı çıkan Julian Assange, 2012 yılında Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’ne sığınmış ve İngiltere’deki mahkemelerin, İskandinav ülkesindeki bir tecavüz soruşturması kapsamında İsveç’e iade edilmesi gerektiğine karar vermesinin ardından kendisine siyasi sığınma hakkı verilmişti.
Ekvador hükümetinin 2019 yılında sığınma statüsünü geri çekmesinin ardından İngiliz polisi tarafından Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nde tutuklanmış ve ardından büyükelçiliğe ilk sığındığı sırada kefaletle serbest bırakılmadığı için hapse atılmıştı.
İsveç hükümeti Assange hakkındaki tecavüz suçlamasına dair soruşturmayı bıraksa da Assange, ABD ile iade savaşı devam ederken Londra’nın yüksek güvenlikli Belmarsh Hapishanesinde kaldı.
Londra’daki bir yargıç, Assange’ın ABD’ye iadesini, ağır Amerikan hapishane koşullarında tutulması halinde kendini öldürebileceği gerekçesiyle başlangıçta engellemişti.
Ancak daha sonra mahkeme, ABD’li yetkililerin fiziksel ve zihinsel sağlığı riske atacağını iddia edilen herhangi bir ağır muameleye maruz bırakılmayacağına dair güvence vermesinin ardından Assange’nin ABD’ye iadesinin önünü açmıştı. Assange’nin eşi ve destekçileri ise bu güvencelerin “şarta bağlı” olduklarını öne sürüp kararı anlamsız olmakla eleştirmişlerdi.
WikiLeaks’in yayınladığı belgelerde neler vardı?
WikiLeaks internet sitesi şu an hala aktif durumda olsa da, site en çok 2006 ve 2016 yılları arasında açıkladığı belgelerle ses getirmişti. Açıklanan belgeler arasında en çok ses getirenler ise Amerika Birleşik Devletleri ordusunun farklı ülkelerde yaptığı eylemler olmuştu.
Bunların ilk örneği ise Amerika Birleşik Devletleri ordusunun Afganistan ve Irak’ta bulunan askeri teçhizatına dair ayrıntıları içeren belgelerin açıklanmasıydı. Bu teçhizatların arasında en dikkat çekenler ise kimyasal ve biyolojik silahlar olmuştu.
Diğer örneklerden birindeyse bir dönem özellikle Tom Cruise, John Travolta, Elisabeth Moss gibi birçok Hollywood yıldızları arasında oldukça meşhur olan Scientology tarikatı ile ilgili pek çok belge yayınlayan WikiLeaks, tarikatın iç yapısına dair bilinmeyenleri tüm dünyaya açıklamış, göründüğü kadar masum olmadığını ve kar amacı güttüğünü ortaya çıkarmıştı
Ayrıca Küba’nın Guantanamo bölgesinde bulunan Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri üssü ile ilgili yayınlanan belgelerde de ABD’nin Cenevre Sözleşmesi’ni sistematik ve rutin bir şekilde ihlal ettiği ortaya çıkmıştı. Yine aynı belgelere göre ABD ordusu mensupları, Guantanamo’da bulunan 14-89 yaş aralığındaki 800 mahkumu sistematik ve kasıtlı olarak suistimal etmişlerdi.
WikiLeaks tarafından yayınlanan bir videoda ise, Irak’ta bulunan ABD askerlerinin Apache helikopterleriyle Iraklı sivillere rastgele ateş açtıkları görülüyor. Bağdat’ta yaşanan olayların ortaya çıkması sonucu ABD kamuoyunda Irak işgali tartışılmaya başlanmıştı.
WikiLeaks tarafından yayınlanan Minton Raporu’nda da Hollanda merkezli çok uluslu bir şirket olan Trafigura’nın, 108 bin kişiyi etkilediği bilinen zehirli atıkları Fildişi Sahilleri’ne attığı ve ana akım medya kanallarında bu raporun yayınlanmasının engellendiği ortaya çıkmıştı.
Bir başka ses getiren belge ise gizli CIA olarak da isimlendirilen, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Stratfor isimli danışmanlık şirketine ait belgeler olmuştu. Söz konusu belgelerde 2012-2013 yıllarında, Suriye’de gizli operasyonlar yapıldığına dair istihbarat verileri ortaya çıkmıştı.
Bir medya kuruluşu tarafından yayınlanmış en üst düzey belgeler olarak tarihe geçen belgelerde ek olarak, dönemin liderleri Birleşmiş Milletler Sekreteri Ban Ki-Moon, İsrail Başbakanı Netanyahu, İtalya Başbakanı Berlusconi, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ve bazı Japon kabine üyeleri arasında yapılan yazışmalar görülüyordu. Yazışmalar, bazı gelişmekte olan ülkelerde yapılan ekonomik casusluk üzerineydi.
En çarpıcı olarak seçilen söz konusu belgeler dışında, WikiLeaks tarafından milyonlarca belge, yazışma ve analizler yayımlanmışken başta ABD kamuoyu olmak üzere birçok ülke de bu durumdan rahatsız olmuş ve ABD’nin birtakım ülkeler adına topladığı istihbaratlar açığa çıkmıştı.