Yüksek mimar Mehmet Emin Yılmaz, Osmanlı Devleti döneminde Yunanistan’da inşa edilen ve ayakta kalan türbe bölümü kiliseye çevrilen Memi Baba Tekkesi’nin yok olmaması için devlet koruması altına alınması gerektiğini belirtti.
Türk Mimarisi Araştırma Merkezi’nde çalışan Yılmaz, Yunanistan’ın Eğribucak beldesinde inşa edilen ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde adı geçen tekkenin 16. yüzyılda yapıldığının tahmin edildiğini söyledi.
Tekkeyi 1915 yılında ziyaret eden İngiliz arkeolog Frederick William Hasluck’ın yazdığı kitaba göre tekkenin 1826’da müsadere ile kapatıldığını 1875’te tekrar açıldığını aktaran Yılmaz, eserin durumunu tespit için 2018’de mühendis arkadaşı Fatih Aydoğmuş ile Yunanistan’a gittiklerini kaydetti.
Yılmaz, şöyle devam etti:
“1900 tarihli Rumeli-i Şahane Haritası ile 1910 tarihli Avusturya- Macaristan ordu haritalarını baz aldık. Yaptığımız araştırmada, Eğribucak’ta (Kozani), Köseler (Thimaria) ile Sofular (Kapnachori) köyleri arasında ‘Tekke’ ismiyle gösterilen yere ulaştık. Tekkedeki binalardan yalnızca Memi Baba Türbesi’nin kiliseye çevrilerek günümüze ulaştığını yerinde tespit ettik, rölövesini ve restitüsyonunu çizdik. Türbenin içten 5,29 x 5,39 metre ölçülerinde olup ortalama 85 santimetre kalınlığında taş duvardan inşa edilmiş olduğunu tespit ettik.”
Yılmaz, Yunanistan’la mübadeleden sonra birçok Türk eseri gibi türbenin de kiliseye çevrildiğini ifade ederek, “Türbe, kiliseye çevrildikten sonra dört yöne eğimli çatısı değiştirilmiş ve sandukanın ayak ucundaki duvar kaldırılarak bu cepheye ahşap direkli, tuğla örgülü apsis eklenmiş. 1875’te yapılan muhteşem bezemeli tavanı ise özgün haliyle duruyor. Türbenin yanında yeni bir kilise bulunuyor.” diye konuştu.
Yunanistan’da kiliseye çevrilen Türk eserlerinin mimarî özellikleri tamamen değiştirildiği için çoğu kez araştırmacıların gözünden kaçtığını, türbenin Yunanistan’daki Türk varlığının bir delili ve temsilcisi olarak ayakta durduğunu kaydeden Yılmaz, “Memi Baba Tekkesi’yle ilgili en önemli bilgiler Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alıyor. 1661 yılında bölgeyi ziyaret edip misafir olan Evliya Çelebi, kendine has üslubuyla tekkeyi teferruatlı olarak anlatıyor. Seyahatname’de yer alan ifadelere göre, tekkenin ehli sünnet 70-80 kadar dervişi olup, bunlar beş vakit namazlarını terk etmemekte, ilim ve riyazetle meşgul olmaktaydı.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, eserdeki bilgilere göre, tekkenin bir köşesinde büyük kubbe içinde türbe bulunduğunu, yapının meydan evi, derviş odaları, büyük bir mutfağı ve kileriyle Rumeli’deki en büyük Bektaşi tekkelerinden biri olduğunu dile getirdi.
Eserin özgün ahşap tavana ve süslemelere sahip olduğunu kaydeden Yılmaz, sözlerini, “Tekkenin acilen devlet koruması altına alınması gerekiyor. Türbe çevresinde yapılacak arkeolojik çalışmayla tekkenin yıkılan binalarının izleri ortaya çıkacaktır.” diye tamamladı.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi